İmam Gazaliye göre aşk

 

23 Nisan 2018 22:29
İmam Gazaliye göre aşk





   

«Sevgi» canlı varlığın, haz veren bir nesneye karşı meyil
duymasıdır. Söz konusu meylin pekişip güçlenmesi haline «aşk» denir.

Aşk
duygusu, aşkın sevgilisine kul olması ve sahip olduğu her şeyi uğrunda feda
etmesine yol açacağı bir dereceye varabilir.

Anlatıldığına
göre Hallac-ı Mansur'u seksen gün hapsetmişler, İmam-ı Şiblî bir gün ziyaretine
gitmiş ve «Ey Mansur, Muhabbet nedir» diye sormuş. Mansur «Bu soruyu bana bugün
değil, yarın sor» demiş. Ertesi gün olunca Mansur'u zindandan çıkarırlar ve
üzerinde boynunu vurmak üzere yere yaygı yayarlar. Bu sırada İmam-ı Şibli çıka
gelerek karşısında dikilir. Bu anda Mansur ona seslenir;

“Ey Şiblî! Sevginin başı
yangın, sonu ise ölümdür.”

Anlatıldığına
göre sahici muhabbet, şu üç davranışta belli olur

1
- Âşık, sevdiğinin sözünü diğerlerinin sözlerine tercih eder.

2
— Âşık, sevgilisi ile oturup kalkmayı başkaları ile bir arada olmaya tercih
eder.

3
— Yine âşık, sevgilisinin rızasını kazanmayı, başkalarının hoşnutluğunu elde
etmeye tercih eder.

Söylendiğine
göre «aşk» perdeyi yırtmak ve sırları keşfetmektir. «Vecd» hali ise zikrin
lezzetine varıldığı anda ruhun, arzunun taşkınlığına katlanamamasıdır, öyle ki,
bu hali yaşayan kimsenin azalarından biri kesilse hiç bir şey duymaz.

Cüneydül
Bağdadî; «Tasavvuf, ihtiyarı terk etmektir» demiştir.

Şeyhlerden
birine «Allah'ı seven nasıl olur, alâmetleri nelerdir» diye sormuşlar, şu
cevabı vermiş:

“İnsanlarla
az münasebet kurar, zamanının çoğunu kendisi ile baş başa geçirir, devamlı
düşünme halindedir. Çok az konuşur, bakar fakat görmez, çağrıldığında duymaz,
kendisine söyleneni anlamaz, başına gelen belâya üzülmez. Acıktığını hissetmez,
vücudunun bir yeri çıplak kalsa farkına varmaz, kendisine ağır söz söylense
korkmaz. Yalnızlığında Allah'a nazar eder. Onunla ünsiyet kurar, Ona yal-varır.
Dünya ehliyle dünya işleri için hiç bir tartışmaya girişmez.”

Üç
şeyden kendini kurtarmaksızın şu üç şeyi iddia eden kimse aldanmıştır:

1
— Dünyayı sevmesine rağmen Allah'ı zikretmekten lezzet aldığını söyleyen kimse,

2
— İnsanları pohpohlamayı sevdiği halde amelde ihlâsı sevdiğini iddia eden
kimse,

3
—Nefsinin burnunu kırmaksızın Allah'ı sevdiğini ileri süren kimse

Peygamber'imiz (S.A.S.) şöyle
buyuruyor:

“Öyle
bir gün gelecek ki, ümmetim beş şeyi unutarak beş şeyi sevecektir:

1.     
Dünyayı sevecek, ahireti unutacaklardır.

2.     
Malı sevecekler, fakat ahiret günü hesaplaşmasını unutacaklardır.

3.     
Mahlûkatı sevecekler, yaratıcıyı unutacaklardır,

4.     
Günahları sevecekler, tövbeyi unutacaklardır.

5.     
Köşkleri sevecekler, mezarları unutacaklardır.”

 

Nakledildiğine
göre Firavunun karısı Asiye kocasından gizli olarak iman etmiş, imanını
saklıyormuş. Fakat Firavun sonunda durumu öğrenince, ona işkence edilmesini
emretmiş, çeşit çeşit işkencelerden geçirildikten sonra Firavun ona «imanından
dön» diye teklif etmiş, fakat Asiye dönmemiş.

Bunun
üzerine Firavun bir tomar ağaç getirtmiş, bunlarla Asiye'nin vücudunun çeşitli
yerlerine vurmuşlar sonra. Firavun karısına bir daha «dininden dön» diye teklif
etmiş. Asiye ona şöyle cevap vermiş, «senin zorbalığın ancak benim nefsime
hükmedebilir, kalbim ise Allah'ın himayesindedir. Beni kıymık kıymık doğrasan
bile sadece Allah'a karşı duyduğum sevginin artmasına sebep olabilirsin.»

Derken
Hz. Musa (as) Asiye'nin yanma varmış, Asiye onu görünce «ey Musa! Söyle bana,
Rabbim benden hoşnut mu, yoksa bana kızgın mı?» diye seslenmiş. Hz. Musa ona şu
cevabı vermiş, «ey Asiye! Göklerin melekleri senin yolunu gözlüyor, yani hepsi
senin özlemini çekiyor, ulu Allah seninle iftihar ediyor, ne istiyorsan bana
söyle, mutlaka yerine getirilecektir.»

Bunun
üzerine Asiye şöyle dua etmiş, Asiye'nin bu duası Kur'an-ı kerimde Allah
tarafından bize nakledilmektedir. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

“Ey
Rabbim! Bana Cennette senin yanında bir ev yap. Beni Firavundan ve onun
amelinden kurtar. Beni zalimler güruhundan kurtar”

Selman-ı
Farisî'den (ra) rivayet edildiğine göre Firavunun karısı Asiye'ye uygulanan
işkencelerden birisi de kızgın güneş altında yanmaya bırakılması idi» fakat
işkenceciler çekilip gidince, melekler onu kanatlarının gölgesi altına
alırlardı, bu sırada cennetteki evini görürdü.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.