Beslenme Serüveni

 

05 Temmuz 2020 05:08
Beslenme Serüveni





  İslam, İnsan’ı hedefe alır. İnsan ise doğumundan ölümüne
kadar olan süreçte yaşamak için yemeye ihtiyaç duyar.  Hatta biz görülen boyutundan biraz daha geriye
gidelim; anne karnından başlayarak ölüme kadar geçen süreçte beslenmeye ihtiyaç
vardır. Aslında insan da diğer canlılar gibi yaşayabilmesi için besine ihtiyaç
duyar. İnsan ve diğer varlıkların beslenmesi hedef olarak yaşamın bir
gereksinimi olsa da, İnsanı diğer varlıklardan ayıran ve onu farklı kılan özellikleri
vardır

Yenilen besinle, insanın bütün organları belli ölçülerde
kendini yeniler. Besinlerin vücuda girmesiyle gözle görülen ilk değişiklik,
bedensel değişimdir. Kas sistemleri, kemik yapıları gibi vücudun görünen bölümleri
en fazla dikkat çeken organlarımız olur. Oysa yediklerimizin iç organlarımızda,
beyinimizin gelişiminde ve ruhumuzun şekillenmesinde önemli payı vardır. Hatta
önemli payı demiyelim doğrudan 
bağlantılıdır.

İnsan her durumda beslenmeye ihtiyaç duyar. Hayatını
sürdürmesi beslenmesine bağlıdır. Tabi ki, bulunduğu bölge, sahib olduğu
imkanlar dikkate alınarak beslenmenin yöntemleri de değişebilmektedir.Değişen
bu yöntemler zaman içinde kültürlerin oluşmasına yol açmıştır.

İnsanoğlu ihtiyaç duyduğu besini/gıdayı kimi zaman tek başına
temin etmiş, bazen de birden fazla kişi bir araya gelerek ortak temin etme
yoluna gitmiştir. Bazen, bulduğu besini işleyerek tüketme yoluna gitmiş bazen
de işlemeden doğrudan tüketmeyi tercih etmiştir. Avlanarak temin ettikleri
besinleri,ateş yakmayı da öğrenmesiyle birlikte ateşte pişirmeyi de tecrübe
etmiştir insan. Yaşadığı tecrübeler zaman içinde hangi yiyeceği ne tür
şartlarda ne kadar yiyeceğini, neleri yiyip neleri yememesi gerektiğini de öğretmiş
insanoğluna.

Insanın ihtiyacı olan besinleri temin etme yöntemiyle
beraber tüketme yöntemlerinde de ilerleme göstermesi yaşadığı tecrübelerle izah
edilebilir. Fakat zamanla gelişen süreçte, tecrübelerin aynı zamanda sanayi
toplumuna dönüşmeyle daha farklı bir mecraya da sürüklendiğini söylemek
mümkündür.

Besin yada gıda insandan başlayarak topumların
şekillenmesine, kültürlerin oluşmasına da yön veren bir unsur olmuştur tarih
boyunca. Hatta, bazı zamanlar, besinlerin/gıdaların bir parçası olan, baharat
ve tuz gibi unsurlar için savaşlar yaşanmıştır. Bu da, besinler kadar
besinlerin çeşitlendirilmesi ve bu besinlerin tatlandırılmasının da önemli
olduğunu göstermektedir.

Tabi ki insan, beslenerek hayatta kalmayı hedeflerken sağlıklı
beslenme yöntemleri konusunda da araştırmalar yapmış ve yöntemler geliştirme
yoluna gitmiştir. Yedikleri besinlerin yararları kadar, zararlarının ne
olduğunu bilmek için de yoğun bir çalışma içine girmiştir.  İnsanoğlu, yazının icadıyla birlikte sahib
olduğu  bilgileri yazıya dökmüştür.
Yazıya dökülen bu kaynaklardan bir çoğu günümüze kadar ulaşmıştır. Bu kaynaklar
bize, insanoğlunun beslenmeyele ilgili edindiği tecrübelerin ne kadar  değerli olduğunu göstermektedir.

Her mektebin, her düşüncenin, her toplumun bir beslenme
kültürü vardır.  Beslenme kültürüne bağlı
olarak da şekillenen sofra kültürü vardır. Biz de bu yazı dizimizde, başta
İslam olmak üzere farklı kültürlerde ve farklı toplumlarda beslenme kültürü,
sofra kültürü üzerine paylaşımlarda bulunacağız.  Farklı sofra kültürlerini öğrenirken,
sağlıklı beslenme yöntemlerini de öğrenmeye çalışacağız. Yararlı olması dileğiyle.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.