Kaygılarınıza dikkat edin

 

29 Eylul 2014 16:41
Kaygılarınıza dikkat edin




Aşrı kaygılar sizi esir alıp, sürekli korku yaşatmasın


  Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, kaygı bozukluğu (anksiyete) hastalığının her an
kötü bir olay yaşanacakmış hissi ile kişiyi tehdit ettiğini söyledi.
Yavuz, "Kaygı bozukluğu nedeni ile hastaların, günlük olaylar karşısında
beklenenin üstünde yüksek bir kaygı düzeyi yaşayarak, zihninde sürekli
olarak felaket senaryoları ve kötü bir olay olacağını hisseder." dedi. Reem Nöropsikiyatri Merkezi'nden Uzm.
Dr. Mehmet Yavuz, aşırı kaygı bazuklukları ile ilgili bilgiler verdi.
Aşırı kaygıların günlük hayatı etkilediğini belirten Yavuz, "Kaygı
günlük hayatımızda yaşadığımız olaylarda hepimizin karşılaştığı bir ruh
halidir. Bu durum aşırı boyutlara ulaşmadığı sürece herhangi bir teşhis
ya da tedavi gerektirmez. Ancak yaşantımızı olumsuz etkileyecek boyuta
gelmeye başladıysa, mutlaka bir tedavi gerektirebilir. Anksiyete
bozukluğu olan kişi uzun süren, kontrol etmekte güçlük çektiği bir
endişe durumu yaşar. Bu kaygı huzursuzluk veya kendini tetikte hissetme,
çabuk yorulma, odaklanma güçlüğü, unutkanlık hissi, sinirlilik, kas
gerginliği ve uyku bozukluğu belirtilerinin tamamı ya da bir kısmı ile
birlikte bulunur. Kişinin yaşadığı bu sıkıntılar kişinin hayatını
olumsuz yönde etkilemektedir." dedi.Kaygılarla ilgili misaller
veren Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, "Örneğin; çocuğu eve beklediği saatten geç
geldiğinde 'mutlaka çocuğa araba çarpmıştır', 'birileri çocuğa bir şey
yapmıştır' türünden kaygı içeren düşüncelerle karşılanır. Kişi olaylar
karşısında hafif bir tedirginlik duygusundan panik derecesine kadar
değişik yoğunluklarda kaygı yaşayabilir. Bu yaşanan durumun kaygı
bozukluğu diye adlandırılmasının sebebi ise kişinin belli durumlarda
değil, yaşanan her durumda aynı tepkiyi vermesidir." diye konuştu. Anksiyetenin
çok küçük yaşlarda başlayabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Yavuz,
"Anksiyete genellikle 20'li yaşlardan önce başlayarak, dalgalı bir seyir
izler. Duruma eşlik edebilecek psikiyatrik bozukluklar diğer kaygı
bozuklukları, depresyon ve alkol bağımlılığıdır. Kaygı düzeyi yüksek
kişiler huzursuzluk ve kaygının yanı sıra vücut ağrıları, baş ağrısı
bulantı gibi şikayetler yaşayabilirler. Bu tarz şikayetleri olan kişiler
öncelikli olarak bir psikiyatri uzmanına görünmeli onun sonrasında
tedavisine başlanmalıdır." ifadelerini kullandı. Hastalığın
oluşumu ile ilgili Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, "Anksiyete hastalığının
geçmişimizde yaşadığımız olumsuzluklarla da bağlantısı vardır. Kişi
geçmişte yaşadığı kötü bir olayın benzeriyle karşılaştığında
anksiyetenin belirtileriyle tepki verir. Önceden öğrenilmiş bir duygusal
durum olarak anksiyete, belirli bir olayın o anda oluşturduğu  korkudan
değişiktir. Bilinçaltındaki çelişkilerden doğar ve bastırılmış
isteklerden kaynaklandığı için kişi duyduğu huzursuzluk ya da korkunun
nedenlerini bulamaz. Anksiyete yaşanması kişiyi, kimi uyarıcıların
etkilemesine bağlıdır. Bu yüzden çevredeki uyarıcı etkenlerden
çözümlenmesi anksiyetenin nereden kaynaklandığını açıklar. Örneğin;
Tehlikeli durumlar geliştiğinde (karanlıkta duyulan ses, köpek
havlaması, saldırması) vücudun buna verdiği cevap anksiyetedir.
Anksiyetenin sürekli tekrar etmesi çeşitli düzeylerde fizyoloji
bozukluklarına yani vücudun biyokimyasal dengesinin bozulmasına yol
açar." dedi. Hastalık belirtileri ile ilgili Uzm. Dr. Mehmet Yavuz şunları sıraladı: * Sebepsiz yere yaşanacak korku ve panik hali. * Uyuyamama ve buna bağlı olarak sinirlilik hali. * Göz bebeklerinde genişleme. * Kalp atışı hızlanması. * Ağızda kuruma ve ellerde titreme. * Rutinden daha fazla tuvalete gitme isteği. * Yaşanacak yoğun baş ağrısı. * Vücudun belli bölgelerinde kızarma (baş, boyun ense). * Terleme ve renkte solma (özellikle avuç içi ve ayak tabanlarında). * Zihinde dağılma, kısa süreli hafıza kaybı.Yavuz, kaygılardan korunmak için şu önerilerde bulundu: * Hasta öncelikle hastalığının ne olduğu ve sebepleri konusunda eğitilmeli. * Bunun yanı sıra nefes alma ve çeşitli gevşeme egzersizleri yapmalı. * Stresle başa çıkma yöntemleri ile kişi rahatlamalı. * Ayrıca çeşitli ödevler verilerek kişinin kaygı verici durumlara karşı duyarsızlaşmalı. * Kaygılar mutlaka not edilmeli. * Yazmak, kaygıları düşünmekten daha zor bir iştir. Yazarak olumsuz düşüncelerin kaybolması ihtimali artar.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.