Evliliği kurtarmak için üç inanç
Popüler Haber, 03 Mart 2018 13:12
BİRİNCİ İNANÇ: Evlilik her an değişir ve daha iyiye doğru gidebilir. Artık hiç bir şeyin evliliği düzeltmeyeceğini, bittiğini söylemek sadece bir kuruntudur.
Öyle çiftler tanıdım ki, mutluluk için mücadeleye devam ettiler ve oldukça da başarılı oldular. Tabi, başarılı olamayıp ayrılan da çok oldu. Ama bugün geçmişe bakıp da aldıkları mesafeden gözleri parlayanlar da az değildir.
Bunlardan bazıları, eşlerden birinin diğerini değiştirmek için yıllarca çaba harcadığı evliliklerdendir. Günün birinde, kendilerini bir şekilde değiştirmeye karar verdiler. Karşısındakini çok kolay suçlamaya kayan bir dile sahipken, övgüye yer vermeye başladılar. Hissi olarak paylaşmaya önem verdiler. Her an her şeyi kontrol altında tutmak isterken, zayıflık göstermeye ve karşısındaki kişiye muhtaç olduklarını hissettirmeye başladılar. Derken gördüler ki: Kendileri değiştikçe karşısındaki kişinin davranışları etkilenmektedir. Yani eşine yaklaştıkça, eşi de ona daha sevecen hale gelmektedir.
Aslı Hanım şunları anlatmıştı: "Kocamın tikinden çok rahatsız oluyor, adeta eve gelmesini istemiyordum. Bu yüzden çok tartışmalar oluyordu aramızda. Sonunda onu tikli olarak da sevebileceğime kendimi inandırdım. Eve geldiğinde güler yüzle karşılıyor, tikinden söz etmiyordum. Derken onun da rahatladığını, üstelik bu gevşemeyle tiklerinin de azaldığını fark ettim. İkimizdeki karşılıklı artan sevgi cereyanı çocuklara da ulaştı. Babalarına duydukları bağlılığın arttığını görüyorum. Kaç yıldır böyle bir evliliğin hayalini kuruyordum."
İKİNCİ İNANÇ: Benim kısmetim bana en uygun kişidir. Başkasıyla evlenseydim, değişik problemler çıkardı.
Evlilik dışı ilişkiye girenlerin durumu bu inancın doğruluğunun bir örneğidir. İlk önce bu kadınlar için, "işte evlenmem gereken kişi" denildiği görülür. Ama pembe hayat bir süre sonra sona erer. Kaçınılmaz olarak sıradanlık yaşantılarını kuşatacaktır.
Bir defasında, eşini terk etmek üzere olan bir erkek bana, "Karımla bir arada durmak bile zevk vermezdi, oysa bu yeni kadınla harika" demişti. Ben ise ona "Yasak olan her zaman cazip ve heyecanlı gelir. Ama sonu hüsrandır. Sonra sizin iki küçük çocuğunuz var. Üstelik dünyaya gelmek için size yalvarmamışlardı. Kendi haklarınızdan söz ediyorsunuz, peki ya onların hakları ne olacak? Onlar sizden hatıra dinleme, tavsiyelerinizden yararlanma ve tarafınızdan korunma haklarına sahip; siz onların babasısınız" demiştim.
Ancak, hayallerin öne çıktığı dönemlerde böyle düşüncelere yer olmaması ne acıdır.
ÜÇÜNÇÜ İNANÇ: Sevginin sadece duygularla ayakta kalması imkânsızdır. Her evlilik eşlerden birinin kendisini sevgisiz hissettiği bir dönemden geçer. Böyle bir dönemde her şey bize "bırak artık, bu ilişki tükendi" diye bağırır. Ancak, daha ilk seferinden bırakacak olursak, kalıcı sevgiyi asla bulamayız.
Biz, her şeyin en iyisine layık olduğumuza bizi inandırmaya çalışan bir toplumda yaşamaktayız. Bu evlilik için de geçerli midir? Devamlı arayışta mı olacağız? Hayır. Gerçek sevgiyi arayacaksak, her şeye rağmen eşimizi sevmeyi öğrenmemiz gerekecektir.
Trafik kazası geçirmiş ve bir kolu sakat kalmış hanımını özenle hastaneye getiren erkek şöyle diyordu: "Biz karı-koca değil miyiz? Böyle günlerde birbirimize daha bir bağlanmamız, destek olmamız gerekir."
İşte evlilik buydu! Sevgi azalmıyor, belki de artıyordu.
Bir başka danışanım ise içinde bulundukları zorluklardan çıkışlarını şöyle anlatmıştı: "Kendimi boşlukta hissettim. Artık karım bana çekici gelmiyordu. Ayrılmak aklımdan geçmedi değil. Ama aramızda önemli bir problem yoktu. Doğrusu birbirimizi sevdiğimizi de düşünüyordum. Çektim kenara ve konuşmamız gerektiğini söyledim. Evliliği canlandırmamız için bir şeyler yapmamız gerekiyordu ve yaptık. Şimdi eskisinden daha mutluyuz."
Aile kurmaya aday genç çifte özet olarak bunları anlattım. Evlilikleri zor bir dönemden geçse, aralarındaki sevgi ve bağlılık azalıyor gibi görünse bile tekrar düzelmesi, bağlılıklarının artması söz konusuydu. Yeter ki birbirlerine olan sevgi ve saygıyı kaybetmesinler, buna yol açacak hareket ve sözlerden kaçınsınlar.
Popüler Haber, 03 Mart 2018 13:12
Yorumlar (0)
A vitamini içeren gıdalar nelerdir
Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür
Karı-Koca Arasında Sevgi Bağını Geliştirme ve Devam Ettirme
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Gelişim, zorluklarla yüzleştiğimizde başlar”
DUA
Mukus nedir, Vücuttaki işlevleri nelerdir
Her sabah 5 ıslatılmış badem tüketmenin mucize etkisi
Aşil Tendonu Nedir? Aşil Tendiniti Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
İç Kulak İltihabı Nedir Belirtileri nelerdir?
Uyku Kalitesi Gençlerin Beyin Gelişiminde Etkili
Azimli ebenin geliştirdiği beşik emzirme kolaylığı sağlıyor
Kenger Otunun Faydaları Nelerdir?
Matematik evinde çocuklar eğlenerek öğreniyor
DSÖ uyardı: 150 dakikadan fazla oturuyorsanız sağlığınız tehlikede
Çok dilli olmak, beyni nasıl dönüştürür?
Depresyon ve kaygıyı ilaçsız tedavi etmek mümkün mü?
Magnezyum glisinat nedır, faydaları nelerdir?
Masum Sanılan Şakalar, Akran Zorbalığına Neden Olabilir
Zemheri ne demek Ne zaman başlar
Karanfilin faydaları ve kullanım şekli
Dengesiz ve Kararsız Anne-Baba Tutumunun olumsuz etkileri
Kaygıyı yok eden en basit yol: 4-7-8 tekniği zihni rahatlatıyor - 5
Boğazdaki asit reflüsünden kurtulmanın doğal yolları
Sinüzit Nedir Belirtileri Nelerdir?
Yaşlılar, susadıklarını hissettiklerinde aslında uzun bir süre susuz kalmış oluyorlar!
Sirkenin bilmediğimiz faydaları
Neden bazıları daha sık ve kolay hastalanır
Hangi yaşa geldiğimizde kendimizi artık genç hissetmiyoruz
Evinin odasında üretiyor, 5 ülkeye gönderiyor
Kış aylarında açık havada spor yaparken dikkat
Düşünceler insanı hasta eder mi?
Osmanlı saray mutfağından günümüze miras, İmaret Çorbası
Gübreye alternatif ürün Antalya'da geliştirildi! Bitki gelişimini üst seviyeye çıkarıyor
Çocuklarınıza Göstereceğiniz İlginin Önemi
Akıllı saatlerdeki gizli tehlike
Negatif düşüncenin gücü: Nosebo etkisi nedir?
stres ve stres yönetimi
çocuklarda parmak emme ve yapılması gerekenler
Vücutta karıncalanma neden olur?
