Kayıp kentin çocukları

Popüler Haber, 20 Haziran 2014 07:58

Kayıp kentin çocukları

Yaşadığımız modern şehirlerde, ailesini kayıb etmiş İhtiyaç sahibi, çalışan, sokakta bırakılan o kadar çok çocuk var ki..

  

Yaşadığımız bu devasa metropolün oluşturduğu kaos ortamında ailesini yitirmiş, maddi ve manevi manada yolunu bulamamış, feleğin sillesini yemiş nice insanlar var.  Bahanesi ne olursa olsun, bir şekilde sokağa düşmüş, izbelere sığınmış, akrabasıyla bağını çoktan koparmış bu kentin kayıp çocukları.

Merhamet Eli Uzatılmalı

Kayıp şehrin çocukları her gün söylendiği halde duyulmayan bir kederli şarkı gibi aramızdalar. Gerek halk, gerek sivil toplum kuruluşları, gerek resmi otoriteler tarafından kendilerine bir merhamet eli uzanıncaya kadar da bu hüzünlü şarkı vicdanlarımızı kanatmaya devam edecektir.

Dikkat! Çocuğun Çığlığı Yükseliyor!

Kayıp çocuklar ya da kayıp nesil, son 50-60 yıllık çarpık batılılaşmanın ve çarpık kentleşmenin bir sonucudur. Köyden kente plansız, programsız ve başıbozuk göçün getirdiği çarpıklığın da bir bedelidir aynı zamanda.

Kimdir bu çocuklar. Sokaklarda ne ararlar?
Bu çocuklara baktığımızda; evde dayak yiyen, sonra bu şiddete dayanamayarak sokağa kaçan, burada da suça itilerek yaşayan çocukların olduğunu görmekteyiz. Bu çocuklara sağlık dışı koşullarda çalışan çocukları da eklemek gerekir. Hepsinin ortak özelliği bulundukları yaşın gerektirdiği yaşamı yaşayamamaları ve en çok gereksinmeleri olan ev sıcaklığından, ebeveyn ilgisinden, oyun oynamaktan ve sağlıklı beslenmeden yoksun olmalarıdır.

Büyük şehirlere göçen herkes başarılı olamıyor, mutlu ve dengeli bir hayat kuramıyor şüphesiz, kendisinin ve çocuklarının geleceğini garanti altına alamıyor. Hayatın gel-gitleri arasında ne yazık ki kaybedenler de çoğunlukta. Üstelik bu kaybediş eşine, çocuğuna, torununa, hatta yakın akrabasına kadar da yansıyabiliyor. Zaman içinde ölüm, mahpusluk, gurbet, boşanma gibi kader kurgularının da beslediği dramatik hayatlar çıkabiliyor ortaya…

Yaşadığımız bu devasa metropolün oluşturduğu kaos ortamında ailesini yitirmiş, maddi ve manevi manada yolunu bulamamış, feleğin sillesini yemiş nice insanlar var.  Bahanesi ne olursa olsun, bir şekilde sokağa düşmüş, izbelere sığınmış, akrabasıyla bağını çoktan koparmış “bu kentin kayıp çocukları”… Belki de hayallerini süsleyen nice güzel umutlarını, hayatın üzerlerinde estirdiği nice kasırgalara kurban etmiş umutsuz insanlar. Bir işten, imkândan uzak, aslında iş yapma becerisini, hayata tutunma aşkını çoktan kaybetmiş bir kimsesizler/sahipsizler ordusu…

En çok size karşı mahcubuz çocuklar…

Sayılarını bilen yok, ihtiyaçlarını bilen yok, kaç tanesi hasta, kaç tanesi sağlıklı, kaçı kötü alışkanlık kurbanı vs. bilen yok. Koca şehrin atar damarlarında o kadar küçük ve kimsesizler ki, esamileri okunmuyor, istatistikleri tutulmuyor…  Şairin “verem olmak üretimi düşürür!”  deyişindeki çelişki gibi, hayatlarındaki tek sabit adresleri kimsesizler mezarlığı.

Kayıp çocuklar ya da kayıp nesil, son 50-60 yıllık çarpık Batılılaşmanın ve çarpık kentleşmenin bir sonucudur. Köyden kente plansız, programsız ve başıbozuk göçün getirdiği çarpıklığın da bir bedelidir aynı zamanda. Geçmişin sayfalarının şöyle bir çevirdiğimizde, tarihimizde böyle bir durumun yaşanmadığını görüyoruz. Evet, kimsesiz çocuklar var olmuştur, ancak bitkilere ve hayvanlara bile şefkat ve merhamet göstermekten çekinmeyen atalarımız, bu kimsesizleri sokağa salmamış, tam tersine bağrına basmıştır. Bu manasıyla kayıp çocuklar/sokak çocukları eskiye değil, Cumhuriyet dönemine özgü bir sorundur.

 

 “Sokak yaşantısı olan çocukların topluma kazandırılmaları için yürütülen uygulamaların çocuğun iyi olma halini gerçekleştirme yolunda farklı düzeylerdeki kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde gerçekleştirilmesine gerek bulunmaktadır.”

Türk edebiyatında ve Türk sinemasında çokça işlenmiş bir konu olmasına rağmen de maalesef sadra şifa bir çözüme yol açamamıştır. Büyük şehirlerde bir şekilde aidiyetini, kimliğini kaybetmiş gençlerin ve çocukların, yoksulluğun ve yoksunlukların yaşattığı olumsuz duygularla kötü yola düşmelerinin, suça karışmalarının, heba olup gitmelerinin hikâyesidir anlatılan.

Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir…

Bu kayıp çocukların her birinin yaşamı; büyük şehirlerin gettolarında, batakhanelerinde, arka sokaklarında yaşanan eksik ve buruk hayatların hikâyesini anlatır. Malını, canını, eşini, çocuğunu şehrin keşmekeşinde yitiren taşra insanının can acıtan, göz yaşartan ve vicdanları sızlatan hikâyeleridir yaşadıkları…

Bir sokak köşesinde, bir apartman arasında, trafik ışıklarında, köprü altlarında, üst geçitlerde v.s karşımıza çıkan kentin kayıp çocukları… Kimsiz, kimsesiz, isimsiz sokak çocukları…

Biz geleceğiz, gelecek bizim…

Şehrin üzerinde kurumuş bir yara kabuğunu andıran ve ahalinin olmadık yerlerde(!) karşısına çıkan bu kayıp çocukların yolu, -acıdır- camilerle, cami cemaatiyle bir türlü kesişmiyor. Bunu lüks tabir edilen zengin semtler, korunaklı siteler, halkın yeni sığınakları olan AVM’ler takip ediyor.  Sokak çocuklarına vebalıymış muamelesi yapılıyor, kimse onlara bir şefkat ve merhamet eli uzatmaya yanaşmıyor. Gittikçe yozlaşan ve kapitalist değerleri benimsemek uğruna merhamet hissini kaybetmeye yüz tutmuş toplumumuzda, insanın içini en çok acıtan ise merhametin ve yardımlaşmanın kalpgahı olması gereken cami ve cemaatin bu muhtaç ve mazlum insanlara arkasını dönmesidir. Bitkiye ve hayvana bile merhamet eden bir medeniyetin mirasçıları olarak bu duruma nasıl geldiğimizi düşünmemiz şarttır. Hala eski camilerin üzerinde yer alan kuş evleri millet olarak merhametimizin ve içine yuvarlandığımız çelişkinin bir sembolü değil midir?

Bu mazlum insanlar kimseyi ilgilendirmediğinden olacak; bir-iki istisna dışında sivil kuruluşların, devlet ve siyaset erkânının da ilgi alanı dışındadır; bu imkân sahibi otoriteler cenahında maalesef ne dertlerini dinleyen var, ne de çözüm arayan…

Kayıp şehrin çocukları her gün söylendiği halde duyulmayan bir kederli şarkı gibi aramızdalar. Gerek halk, gerek sivil toplum kuruluşları, gerek resmi otoriteler tarafından kendilerine bir merhamet eli uzanıncaya kadar da bu hüzünlü şarkı vicdanlarımızı kanatmaya devam edecektir…

  

Popüler Haber, 20 Haziran 2014 07:58

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Tetanoz aşısı hangi durumlarda yapılır?

Tetanoz aşısı hangi durumlarda yapılır?

Neden Çok Yorgunuz

Neden Çok Yorgunuz

Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni stres olabilir

Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni stres olabilir

Seyahat Edin Sağlıklı Kalın

Seyahat Edin Sağlıklı Kalın

Bebeklerde Oluşan Pişiklere Çözümler

Bebeklerde Oluşan Pişiklere Çözümler

Sıcak havalarda kalp sağlığını korumak için 5 yöntem

Sıcak havalarda kalp sağlığını korumak için 5 yöntem

Çocuklar Neden Sınırlara İhtiyaç Duyarlar?

Çocuklar Neden Sınırlara İhtiyaç Duyarlar?

Uzmanından enfeksiyon uyarısı: 'İlaca rağmen 39 derece civarında ateşler görebiliyoruz'

Uzmanından enfeksiyon uyarısı: 'İlaca rağmen 39 derece civarında ateşler görebiliyoruz'

Narın Faydaları Nelerdir

Narın Faydaları Nelerdir

Tokat mutfağından Düğü Pilavı (Dolmaiçi)

Tokat mutfağından Düğü Pilavı (Dolmaiçi)

Evlilikte “Güven” oluşunca ömür boyu aşk başlıyor

Evlilikte “Güven” oluşunca ömür boyu aşk başlıyor

Tarihi külliyede kum oyunu terapisi eğitimi ile kiltelere ulaşıyorlar

Tarihi külliyede kum oyunu terapisi eğitimi ile kiltelere ulaşıyorlar

Neden uykusuzuz?

Neden uykusuzuz?

Vazelin Nedir Nerelerde Kullanılır

Vazelin Nedir Nerelerde Kullanılır

Tavuklu Kağıt Kebabı

Tavuklu Kağıt Kebabı

Çocuklarda Öfke Nöbeti

Çocuklarda Öfke Nöbeti

Güçlü bir bağışıklık bulaşıcı hastalıklardan korur

Güçlü bir bağışıklık bulaşıcı hastalıklardan korur

Saglıklı uyku için karanlıkta uyuyun

Saglıklı uyku için karanlıkta uyuyun

Evlilikte üç önemli adım

Evlilikte üç önemli adım

Beslenmede  Yaşlılık Çağı

Beslenmede Yaşlılık Çağı

Günde 30 Dakika Egzersizin Vücuda İnanılmaz Etkisi

Günde 30 Dakika Egzersizin Vücuda İnanılmaz Etkisi

Özgül Fobi Nedir

Özgül Fobi Nedir

Tefekkür

Tefekkür

Kış depresyonuyla baş etme yolları

Kış depresyonuyla baş etme yolları

Kişisel ve Toplumsal Huzurun Teminatı: Ahde Vefa

Kişisel ve Toplumsal Huzurun Teminatı: Ahde Vefa

Saatlerin İcadı ve Tarihsel Gelişimi

Saatlerin İcadı ve Tarihsel Gelişimi

Çok üşüyorsanız  bunları okuyun

Çok üşüyorsanız bunları okuyun

Kardeş kıskançlığını önlemek için önemli ipuçları

Kardeş kıskançlığını önlemek için önemli ipuçları

Coğrafi işaretli ürünlere her geçen gün ilgi artıyor

Coğrafi işaretli ürünlere her geçen gün ilgi artıyor

Magnezyum eksikliği belirtileri

Magnezyum eksikliği belirtileri

Tuvalet eğitimi için ideal dönem: 18-36 ay arası

Tuvalet eğitimi için ideal dönem: 18-36 ay arası

Nişanlılar Arasındaki Münasebet Ne Şekilde Olmalıdır?

Nişanlılar Arasındaki Münasebet Ne Şekilde Olmalıdır?

Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

En kolay kabak tatlısı nasıl yapılır? Canan Karatay'dan kabak tatlısı tarifi

En kolay kabak tatlısı nasıl yapılır? Canan Karatay'dan kabak tatlısı tarifi

Tanışmalarımız Tevazu Koksun!

Tanışmalarımız Tevazu Koksun!

Gerçek sebebi ortaya çıktı! Burnunuz sürekli bu haldeyse...

Gerçek sebebi ortaya çıktı! Burnunuz sürekli bu haldeyse...

Aileler çocuklarına karşı dürüst ve net olmalı

Aileler çocuklarına karşı dürüst ve net olmalı

Kalsiyum bakımından zengin: Deve kuşu yumurtasının faydaları nelerdir? Nasıl tüketilir?

Kalsiyum bakımından zengin: Deve kuşu yumurtasının faydaları nelerdir? Nasıl tüketilir?

Peygamberler ve Duaları

Peygamberler ve Duaları

Uzmanların mevsim geçişlerinde tüketilmesini istediği: Yeşil mandalinanın faydaları nelerdir?

Uzmanların mevsim geçişlerinde tüketilmesini istediği: Yeşil mandalinanın faydaları nelerdir?