Tüketim ve İnsani Ben – 1

Popüler Haber, 02 Mayıs 2018 07:59

Tüketim ve İnsani Ben – 1

  

İnsanı diğer beşeri varlıklardan ayıran en belirgin özellik, seçebilmesi ve bunu yapabilmesi için de kendisine verilen iradedir. Eğer Batılı filozofların (özgürlük adı altında) iddia ettikleri gibi insan seçemiyor ve onun adına biyolojisi, tabiat, madde, toplum, tarih, seçiyorsa; insan, kaderini bunlardan birinin belirlediği bir alet ise o özgür “insani ben” nerededir?

Varoluşun hakikatini arayan Batı toplumları tarih boyunca “İnsan nedir, varlığının anlamı nedir, bu dünyada nasıl bir hedefi olmalıdır?” diye filozoflara sormuş. Özellikle Rönesans’tan sonra “İnsan nedir, ne değildir?” meselesi hep tartışılmış ve en son Batı’da insan “Tanımlanamayan meçhul bir varlık” olarak kalmış. 

Onlarca akli yetenekleri, duyguları, sezgileri, hissiyatları, özel yetenekleri, kalbi, ruhu hesaba katılmayan insan; biyolojik bir varlık olmaktan öte tanımlanamamış. Kimi filozof insanı maddenin var eylediğini söylerken bir diğeri doğanın, başka biri tarihin, toplumun, kendi biyolojisinin mahkûmu olduğunu söyleye durmuş. Böylece insanı en aşağı mahlûk olmaya doğru çekmede Batılı filozoflar adeta birbirleriyle yarışa girmişler. İş bununla da bitmemiş; ortaya attıkları tüm tezler, Cumhuriyetle birlikte ‘bilim’ diye okullarımızda servis edilmiş ve edilmeye devam ediyor. Tüm sistemlerimiz onların ideolojilerinin üzerine bina edilmiş. Hâlbuki dinimiz İslam’ın insana, kâinatın içinde en yüce değeri vermesindendir ki; batının insanı o susadığı değerin arayışıyla ideolojilerden kopup İslam’a giriyor.

İnsanı diğer beşeri varlıklardan ayıran en belirgin özellik, seçebilmesi ve bunu yapabilmesi için de kendisine verilen iradedir. Eğer Batılı filozofların (özgürlük adı altında) iddia ettikleri gibi insan seçemiyor ve onun adına biyolojisi, tabiat, madde, toplum, tarih, seçiyorsa; insan, kaderini bunlardan birinin belirlediği bir alet ise o özgür “insani ben” nerededir? 

İnsanın bu özelliğinin olmadığı yerde yalnızca biyolojik bir hayat yaşayan (yiyen, içen, boşaltan, üreyen) beşerden söz edilebilir. Beşer tanımının içine ise hayvanat ve bitki âlemi de dâhildir. Onun içindir ki; Batı, devamlı “beşer” varlığının anlamını sorguluyor ve “bilim” buna bir cevap veremediği gibi bu sorunun gündeme gelmesini de istemiyor.

İslam’a göre insan; öz bilince (kendisinin mahiyeti, kendisinin kâinata nispetle konumunu ve âlemle olan ilişkisinin bilincine) erebilen, seçebilen (kendisinin içindeki ve dışındaki dayatmalara başkaldırıp daha faziletli olanı tercih edebilen) ve üretebilen (sanat, sanayi, düşünce üretebilen) tek varlıktır. Bu sıfatlar Yüce Rabbimizde mutlak olarak var iken; cüz’i bir miktarı insana vermiştir ki; yeryüzünde halifelik görevini yerine getirebilsin. Âlemin en şereflisi olan insan aynı zamanda ekşimiş çamurdan yaratılmış olup kötülüğe meyli olan bir varlıktır.  Dünyada Allah’a isyan eden tek varlığın insan olması, seçme özgürlüğüne sahip tek varlığın insan olduğunu ispat etmeye yeterlidir.

İnsanın seçebilmesi demek; egemen güçlerin dayattığı şeylere rağmen, kendi maddi ve manevi gereksinimlerine rağmen, kendisini tüketime çağıran unsurlara rağmen, rahata, zevke, şehvete, şöhrete çağıran içgüdülerine rağmen; bütün bunlara karşı başkaldırabilmesi, daha faziletli şeyler uğruna bunlardan vazgeçebilmesidir. Kâinatta hiçbir beşer(ölümlü) doğal gereksinimlerini, ihtiyaçlarını, keyfini feda edemez, onlara başkaldıramaz, bir başkasının menfaati için kendi menfaatlerini erteleyemez. Bu sıfat yalnızca insana Rabbi tarafından bahşedilmiştir.

İnsanı beşer olmaktan insan olmaya erdiren en belirgin vasıf, bütün bu içten ve dıştan gelen yönlendirmelere karşı seçme yeteneğini kullanarak; direnmesi ve özgürleşmesidir. Aksi taktirde insanı kendisinin esiri yapmak isteyen bu etkenlerin altında köleleşecek, tüm fıtri yetenekleri heva ve hevesine feda olacaktır. İşte insan tüm bu dayatmalar karşısında güçlü bir direniş göstererek gerçek özgürlüğe erebilir.

Batı bilimi, insana “sen seçemezsin, senin adına falan şey seçmiştir ve sen onun yazdığı kadere mahkûmsun” diyerek özgürlüğünü elinden aldı, ondan çok daha aşağı olan mahlûklara verdi. Böylece insanı istediği yöne yönlendirebileceği, anlamsız, iradesiz, güçsüz, zayıf ve yalnızca tüketmek için yaşayan bir alete dönüştürdü. Bugün uydu yayıncılığıyla evlere, ceplere girip akıllara, kalplere, duygulara ipotek koyuyor. İnsanı, kendisini refaha, keyfe, zevke adayan, sürekli gelecek kaygıları taşıyan, geleceğini maddi anlamda garanti altına almaya çalışan bir alete dönüştürüyor. Bu baskılara karşı koyabilen, yani ‘özgür insani ben’ini ortaya çıkartarak direnenlerin sayısı gittikçe azalıyor. Adeta birer birer dökülüyoruz.

Ahlakçı sosyologlara göre “İnsan elde ettikçe bir boşluk ve anlamsızlık hissine kapılır”. Bugün insanlık hiçbir dönemde olmadığı kadar refah içerisinde, fakat her zamankinden çok daha mutsuz ve kendisini bir o kadar da boşlukta hissediyor. Bu nedenle elde etmemiz için dürtüldüğümüz şeyleri almayıp; imkânımızı İslami değerlerin inşası için kullanabilmek hissi; almaktan çok daha büyük bir mutluluk getiriyor. Bu sevinç bambaşka bir sevinçtir. 

İnsan yüce değerler uğruna menfaatlerinden (uykusundan, keyfinden, rahatından, harcamalarından) vazgeçtiği kadar kâmil insan olma yolunda ilerler. Bu menfaatlerini öncelediği ve yüce değerleri ihmal ettiği oranda ise insanlıktan beşerliğe doğru gerisin geriye gider. İnsan olmakla kazandığı özgürlüğünü sınırlar, içgüdülerinin ve tüketim sisteminin bir aleti oluverir.

İnsan tükettikçe sahte bir doygunluk; yüce değerlere karşı tokluk, uzaklık, isteksizlik, yabancılık hali meydana gelir. Yani manen, insani boyutta tükenişe geçer. Tüketim insani faziletlerin, fedakârlığın, erdemin, ahlakın yerini alır. Kendi arzularını önceleyen insan bir başkasını düşünemez, yüce değerler uğruna yeterince fedakârlık yapamaz hale gelir. Böylece toplumsal ahlak yitirilmiş olur. Ünlü Sosyolog Ali Şeriati’ye göre “Ahlak, bireyin tüm maddi ve manevi menfaatlerini ödül beklemeksizin feda ettiği aşamaya erişmesidir. Kendini başkaları uğruna feda etme aklı, fıtratı ve azameti olmadan bir ‘insan toplumunun’ meydana gelmesi düşünülemez.”

Arzuları, güdüleri, dürtüleri, eğilimleri olan bir varlık olarak insan bu manevi cihazların yönlendirmesi düzeyinde bir hayat yaşarsa seçimlerini belirleyen artık kendisi değil; onlardır. O manevi cihazlar artık ahlakın, erdemin, merhametin, vicdanın yerini bir bir işgal eder. İnsani ben aşama aşama ortadan kalkar…

 

  

Popüler Haber, 02 Mayıs 2018 07:59

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Tetanoz aşısı hangi durumlarda yapılır?

Tetanoz aşısı hangi durumlarda yapılır?

Neden Çok Yorgunuz

Neden Çok Yorgunuz

Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni stres olabilir

Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni stres olabilir

Seyahat Edin Sağlıklı Kalın

Seyahat Edin Sağlıklı Kalın

Bebeklerde Oluşan Pişiklere Çözümler

Bebeklerde Oluşan Pişiklere Çözümler

Sıcak havalarda kalp sağlığını korumak için 5 yöntem

Sıcak havalarda kalp sağlığını korumak için 5 yöntem

Çocuklar Neden Sınırlara İhtiyaç Duyarlar?

Çocuklar Neden Sınırlara İhtiyaç Duyarlar?

Uzmanından enfeksiyon uyarısı: 'İlaca rağmen 39 derece civarında ateşler görebiliyoruz'

Uzmanından enfeksiyon uyarısı: 'İlaca rağmen 39 derece civarında ateşler görebiliyoruz'

Narın Faydaları Nelerdir

Narın Faydaları Nelerdir

Tokat mutfağından Düğü Pilavı (Dolmaiçi)

Tokat mutfağından Düğü Pilavı (Dolmaiçi)

Evlilikte “Güven” oluşunca ömür boyu aşk başlıyor

Evlilikte “Güven” oluşunca ömür boyu aşk başlıyor

Tarihi külliyede kum oyunu terapisi eğitimi ile kiltelere ulaşıyorlar

Tarihi külliyede kum oyunu terapisi eğitimi ile kiltelere ulaşıyorlar

Neden uykusuzuz?

Neden uykusuzuz?

Vazelin Nedir Nerelerde Kullanılır

Vazelin Nedir Nerelerde Kullanılır

Tavuklu Kağıt Kebabı

Tavuklu Kağıt Kebabı

Çocuklarda Öfke Nöbeti

Çocuklarda Öfke Nöbeti

Güçlü bir bağışıklık bulaşıcı hastalıklardan korur

Güçlü bir bağışıklık bulaşıcı hastalıklardan korur

Saglıklı uyku için karanlıkta uyuyun

Saglıklı uyku için karanlıkta uyuyun

Evlilikte üç önemli adım

Evlilikte üç önemli adım

Beslenmede  Yaşlılık Çağı

Beslenmede Yaşlılık Çağı

Günde 30 Dakika Egzersizin Vücuda İnanılmaz Etkisi

Günde 30 Dakika Egzersizin Vücuda İnanılmaz Etkisi

Özgül Fobi Nedir

Özgül Fobi Nedir

Tefekkür

Tefekkür

Kış depresyonuyla baş etme yolları

Kış depresyonuyla baş etme yolları

Kişisel ve Toplumsal Huzurun Teminatı: Ahde Vefa

Kişisel ve Toplumsal Huzurun Teminatı: Ahde Vefa

Saatlerin İcadı ve Tarihsel Gelişimi

Saatlerin İcadı ve Tarihsel Gelişimi

Çok üşüyorsanız  bunları okuyun

Çok üşüyorsanız bunları okuyun

Kardeş kıskançlığını önlemek için önemli ipuçları

Kardeş kıskançlığını önlemek için önemli ipuçları

Coğrafi işaretli ürünlere her geçen gün ilgi artıyor

Coğrafi işaretli ürünlere her geçen gün ilgi artıyor

Magnezyum eksikliği belirtileri

Magnezyum eksikliği belirtileri

Tuvalet eğitimi için ideal dönem: 18-36 ay arası

Tuvalet eğitimi için ideal dönem: 18-36 ay arası

Nişanlılar Arasındaki Münasebet Ne Şekilde Olmalıdır?

Nişanlılar Arasındaki Münasebet Ne Şekilde Olmalıdır?

Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

En kolay kabak tatlısı nasıl yapılır? Canan Karatay'dan kabak tatlısı tarifi

En kolay kabak tatlısı nasıl yapılır? Canan Karatay'dan kabak tatlısı tarifi

Tanışmalarımız Tevazu Koksun!

Tanışmalarımız Tevazu Koksun!

Gerçek sebebi ortaya çıktı! Burnunuz sürekli bu haldeyse...

Gerçek sebebi ortaya çıktı! Burnunuz sürekli bu haldeyse...

Aileler çocuklarına karşı dürüst ve net olmalı

Aileler çocuklarına karşı dürüst ve net olmalı

Kalsiyum bakımından zengin: Deve kuşu yumurtasının faydaları nelerdir? Nasıl tüketilir?

Kalsiyum bakımından zengin: Deve kuşu yumurtasının faydaları nelerdir? Nasıl tüketilir?

Peygamberler ve Duaları

Peygamberler ve Duaları

Uzmanların mevsim geçişlerinde tüketilmesini istediği: Yeşil mandalinanın faydaları nelerdir?

Uzmanların mevsim geçişlerinde tüketilmesini istediği: Yeşil mandalinanın faydaları nelerdir?