Tüketim ve İnsani Ben – 3

Popüler Haber, 04 Mayıs 2018 00:31

Tüketim ve İnsani Ben – 3

  


Makinanın keşfedilmesi ile beraber bilim, üretim ve güce (tabiata egemen olmaya) kendisini adayınca makine (teknik ve üretim aletleri) kapitalistlerin eline geçti. “Makinizm” adında bir din zuhur etti. Mabedine insanların ve tabiatın kurban edildiği bir din.

Hümanizmden (insanın asaletinden, kutsallığından) bahseden Batı, ‘insanın asaletini’ kutsallaştırdığı ‘makinanın asaletine’ kurban ediyor. Sırf makinanın çarkı dönsün, üretim devam etsin ve kapitalistlerin zenginliklerine zenginlik katılsın diye kâinatın en değerli varlığı olanca hızıyla tüketime teşvik ediliyor. Ömrü makinanın dişlileri arasına sıkışan insan, her gün daha fazla üretimin gerçekleşmesi için sürekli tüketen ve üreten bir alet halini alıyor. Tıpkı Marcuse’nin dediği gibi “Döngüsel insan” oluyor.

Sürekli ihtiyaç hissi uyandırılan, dürtülen, alışverişe teşvik edilen insan, AVM mabedlerine(!) koşuyor. Tüketim kozasının içerisinde sıkışıp kalıyor ve gittikçe kendi insani beni olan özgürlüğünü (seçiciliğini, belirleyiciliğini) kaybediyor. Çünkü kendisine “senin ihtiyacın belirlenmiştir ve şu falan şeydir” diyen evrensel üretim sistemleri, kendisi için neyi tüketeceğini belirlemiş ve zihnine dayatmış, içgüdülerini bu yönde tahrik etmiştir.

Ünlü bir Fransız yazarın dediği gibi ipek böceği kozasını örmede başarılı olduğu oranda nasıl ki kendisini sınırlıyor, boğuyor, tutsak hale getiriyorsa; insan da tükettikçe kendi tüketim kozasının içinde tutsak hale geliyor. Çünkü Allah’ın kendi ruhundan üflemiş olduğu ‘belirleme, şeçme’ özelliğini kaybediyor. İnsan bu özellikleriyle vardır ve beşerden ayrılır. Ahlakçı sosyologlara ve Hegelcilere göre insan seçebildiği oranda ‘var’dır. Aksi taktirde ‘beşer’ düzeyine iner.

Tükettikçe içindeki (arzular, güdüler) ve dışındaki kendi olmayan unsurların yönlendirmesinin etkisinde kalan insan kendisinden kopuyor, kendisine yabancılaşıyor. Kendisini parasıyla, malıyla, yiyip içtikleriyle, markasıyla ‘hissetmeye, tanımlamaya’ başlıyor. Artık kendisini değil maddi varlığını hissediyor. Onun vekili, temsilcisi artık şahsi özellikleri, insani meziyetleri, ilmi, irfanı değil, maddi varlığı oluyor. Mensup olduğu aileyi, şahsı maneviyi, nerde eğitim aldığını, hissiyatlarını, zaaflarını, hayallerini, erdemlerini, ruhi yeteneklerini hissetmek yerine; ‘kendi varlığını’ belki de o gün giydiği yeni bir kıyafetle, ayakkabıyla veya arabasıyla hissediyor. Onlarla kabul görünmeyi, onlarla tanımlanmayı, onlarla itibar kazanmayı arzu ediyor. Sahip olduğu eşyayla, parayla ‘aline’ oluyor (kendisine yabancılaşıyor, bozuluyor). Ali Şeriati’nin dediği gibi ‘insani ben’, para benine, çek benine, kıyafet benine, altın benine dönüşüyor. İnsan kendindeki erdemleri aşama aşama kaybedip kendisini gövde düzeyinde biyolojik bir hayata adıyor.

19. yüzyılda metafizikçiler, din sosyologları, Hegel ve onun takipçileri, materyalistler insanı bozan, çirkinleştiren, kendisine yabancılaştıran unsurları araştırdıklarında bunların başında ‘paracılığın’ geldiğini söylüyorlar. Sistem tüketim için ‘para’ diyor. Toynbe’nin dediği gibi zihnimize o kadar çok yalancı ve sahte tüketim ürünleri dayatılıyor ki; tüm ömür, tüketim kalemleri için sarf edilse kazanılan para yine az geliyor. İktisat, kanaat gibi bir zenginliğin yerini hırs ve açgözlülük gibi bir fakirlik, acizlik alıyor. İnsan bir yandan daha fazla tüketmek; diğer yandan da gelecekte yapacağı tüketimin birikimini yapmak arasında sıkışıp kalıyor. Bilincine ve bilinçaltına yapılan dayatmalardan dolayı özgürce düşünemiyor.

Ünlü Sosyolog Ali Şeriati; “İnsan yoksulluk halinde, mahrumiyet halinde eksiktir, ama insandır. Eğitimden yoksun olduğunda yine eksiktir, ama insandır. Fakat insandan ‘özgürlük’ alındığında ona özgürlükten daha yüce bir şey verilemez” diyor. Hayvanlarda seçme özgürlüğü yoktur. İçgüdülerinin kendilerini yönlendirdiği gibi yaşarlar. Buna karşı gelemezler. Hayatlarına, fıtratlarına yerleştirilen arzuları ve güdüleri hâkimdir. İnsan ise hem dıştan gelen baskılara, yönlendirmelere, hem de içindeki dürtü, arzu ve güdülere karşı çıkabilecek bir varlıktır. Fakat bugün üretim sistemleri, insanların iradesini elinden alacak şekilde yönlendirme ve tahriklerde bulunuyor.

Eskiden bir kölelik sistemi vardı ve köle; zincirliyle, yediği kırbaçlarla köle olduğunu biliyordu. Efendisini tanıyor, onun hizmeti altında olduğunu biliyordu. Fakat zihni özgürdü. Sözde bugün seçme ve özgürlük çağında yaşıyoruz. Fakat zihinler işgal altında, özgürce düşünemiyor. Evimizin dekorunu, ne giyeceğimizi, ne yiyeceğimizi belirleyen belki biz değil; sistem oluyor. İşte bu durumda ‘özgür beni, vicdani beni’ ortaya çıkartmak ve bu beyin, kalp, ruh işgaline tevhidi bir mücadele vermek gerekiyor.

Tevhid dini, insanı kendi beninden uzaklaştıran, köleleştiren her türlü sistem ve yapı ile mücadele eder ve insana eleştirel bir bakış açısı kazandırır. İnsanı; fıtratı bozan, tabiattaki tevhidi (birliği, düzeni) bozan, hak ve adaletin karşısında olan, çoğunluğun sosyal, siyasi, ekonomik, hukuki haklarının azınlık tarafından gasp edildiği mevcut düzenlere karşı mücadeleye davet eder. Hz. Musa (AS), bir yandan kendi zamanının en büyük siyasi gücü olan Firavunla mücadele ederken; diğer yandan da zamanın kapitalisti olan Karun’la mücadele etmiştir.

Bizler de; yeryüzü kaynaklarını olanca hızıyla sömüren, tabiatın kozmik dengesini tahrip eden… Gün geçtikçe aç ve yoksulların sayısını artıran… Haklarını sömürdüğü insanların payını; cilalı paketlerde, cilalı sözlerle bize pazarlayan… Dinin, irfanın, insaniyetin, ahlakın yerine tüketimi geçirip onu kutsayan… Makinayı insana değil, insanı makinanın çarkına kurban eden… İnsanı fıtratından kopartıp adeta diri diri derisini yüzen… Ve yeryüzünde zulmün kaynağı olan bu düzenlere karşı intizarla bakmak, değişmesi için tüm imkânlarımızı seferber etmek, hak ve adalet yeryüzüne hâkim olana kadar fikri, maddi ve manevi mücadele vermekle sorumluyuz. 

Yüzlerce tahrikin karşısında sağlam bir imanla kalabilmek ve direnmek için tüm duyu organlarımızın manevi ilaçlarını vermeliyiz! Aklı fikir, kalbi zikir, ruhu ilim ve irfan ile doyurmalı; imanın hayata hâkimiyeti için lojistik destek sağlamalıyız…

  

Popüler Haber, 04 Mayıs 2018 00:31

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Tetanoz aşısı hangi durumlarda yapılır?

Tetanoz aşısı hangi durumlarda yapılır?

Neden Çok Yorgunuz

Neden Çok Yorgunuz

Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni stres olabilir

Huzursuz bağırsak sendromunun nedeni stres olabilir

Seyahat Edin Sağlıklı Kalın

Seyahat Edin Sağlıklı Kalın

Bebeklerde Oluşan Pişiklere Çözümler

Bebeklerde Oluşan Pişiklere Çözümler

Sıcak havalarda kalp sağlığını korumak için 5 yöntem

Sıcak havalarda kalp sağlığını korumak için 5 yöntem

Çocuklar Neden Sınırlara İhtiyaç Duyarlar?

Çocuklar Neden Sınırlara İhtiyaç Duyarlar?

Uzmanından enfeksiyon uyarısı: 'İlaca rağmen 39 derece civarında ateşler görebiliyoruz'

Uzmanından enfeksiyon uyarısı: 'İlaca rağmen 39 derece civarında ateşler görebiliyoruz'

Narın Faydaları Nelerdir

Narın Faydaları Nelerdir

Tokat mutfağından Düğü Pilavı (Dolmaiçi)

Tokat mutfağından Düğü Pilavı (Dolmaiçi)

Evlilikte “Güven” oluşunca ömür boyu aşk başlıyor

Evlilikte “Güven” oluşunca ömür boyu aşk başlıyor

Tarihi külliyede kum oyunu terapisi eğitimi ile kiltelere ulaşıyorlar

Tarihi külliyede kum oyunu terapisi eğitimi ile kiltelere ulaşıyorlar

Neden uykusuzuz?

Neden uykusuzuz?

Vazelin Nedir Nerelerde Kullanılır

Vazelin Nedir Nerelerde Kullanılır

Tavuklu Kağıt Kebabı

Tavuklu Kağıt Kebabı

Çocuklarda Öfke Nöbeti

Çocuklarda Öfke Nöbeti

Güçlü bir bağışıklık bulaşıcı hastalıklardan korur

Güçlü bir bağışıklık bulaşıcı hastalıklardan korur

Saglıklı uyku için karanlıkta uyuyun

Saglıklı uyku için karanlıkta uyuyun

Evlilikte üç önemli adım

Evlilikte üç önemli adım

Beslenmede  Yaşlılık Çağı

Beslenmede Yaşlılık Çağı

Günde 30 Dakika Egzersizin Vücuda İnanılmaz Etkisi

Günde 30 Dakika Egzersizin Vücuda İnanılmaz Etkisi

Özgül Fobi Nedir

Özgül Fobi Nedir

Tefekkür

Tefekkür

Kış depresyonuyla baş etme yolları

Kış depresyonuyla baş etme yolları

Kişisel ve Toplumsal Huzurun Teminatı: Ahde Vefa

Kişisel ve Toplumsal Huzurun Teminatı: Ahde Vefa

Saatlerin İcadı ve Tarihsel Gelişimi

Saatlerin İcadı ve Tarihsel Gelişimi

Çok üşüyorsanız  bunları okuyun

Çok üşüyorsanız bunları okuyun

Kardeş kıskançlığını önlemek için önemli ipuçları

Kardeş kıskançlığını önlemek için önemli ipuçları

Coğrafi işaretli ürünlere her geçen gün ilgi artıyor

Coğrafi işaretli ürünlere her geçen gün ilgi artıyor

Magnezyum eksikliği belirtileri

Magnezyum eksikliği belirtileri

Tuvalet eğitimi için ideal dönem: 18-36 ay arası

Tuvalet eğitimi için ideal dönem: 18-36 ay arası

Nişanlılar Arasındaki Münasebet Ne Şekilde Olmalıdır?

Nişanlılar Arasındaki Münasebet Ne Şekilde Olmalıdır?

Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

Yangın çıkarma: Piromani hastalığı nedir? Piromani hastalığının belirtileri nelerdir?

En kolay kabak tatlısı nasıl yapılır? Canan Karatay'dan kabak tatlısı tarifi

En kolay kabak tatlısı nasıl yapılır? Canan Karatay'dan kabak tatlısı tarifi

Tanışmalarımız Tevazu Koksun!

Tanışmalarımız Tevazu Koksun!

Gerçek sebebi ortaya çıktı! Burnunuz sürekli bu haldeyse...

Gerçek sebebi ortaya çıktı! Burnunuz sürekli bu haldeyse...

Aileler çocuklarına karşı dürüst ve net olmalı

Aileler çocuklarına karşı dürüst ve net olmalı

Kalsiyum bakımından zengin: Deve kuşu yumurtasının faydaları nelerdir? Nasıl tüketilir?

Kalsiyum bakımından zengin: Deve kuşu yumurtasının faydaları nelerdir? Nasıl tüketilir?

Peygamberler ve Duaları

Peygamberler ve Duaları

Uzmanların mevsim geçişlerinde tüketilmesini istediği: Yeşil mandalinanın faydaları nelerdir?

Uzmanların mevsim geçişlerinde tüketilmesini istediği: Yeşil mandalinanın faydaları nelerdir?