Aromaterapi Uygulama yöntemleri

Tarihi bin yıl öncesine dayanan Aromaterapiyi sizler için araştırdık. Aromaterapi nedir? Hangi hastalıklara iyi gelir? Aromaterapi yağları kullanma yöntemleri nelerdir? Hamileler, kanser tedavisi görenler, alerjik problemleri olanlar Aromaterapi kullanabilir mi? Ya migren problemi yaşayanlarda Aromaterapi işe yarar mı? İşte Aromaterapi hakkında merak edilen herşey.. .

Esasen bir koruyucu hekimlik sistemi olan Aromaterapi’nin kullanım alanı günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş olmakla birlikte bitkisel yağların geniş iyileştirici etkileri halen bilinmekte ve kabul edilmektedir.

Aromaterapi Nedir?

Aromatik bitkilerin kokuları yani uçucu yağları kullanılarak yapılan tedavi yöntemine Aromaterapi denir. Bu uçucu yağlar bitkilerin hormonudur ve insan hormonuna etki eder. Her güzel koku beyinde endorfin bezlerini harekete geçirir.

Aslında gündelik hayatımıza yerleşen bazı örnekleri mevcuttur. Solunum yolu açmak için kullanılan nane ve okaliptüs, sandıktaki çeyizlerin çamaşırların güvelenmesin, güzel koksun diye arasına koyulan lavantalar bunların başında gelir.

AVM’lerde her mağazanın hitap ettiği kitleye göre özel kokuları vardır. Kadın & erkek & çocuk grubuna göre dikkati yoğunlaştıran, beyni uyaran ve alışverişe yönlendiren kokulardır. Hatta Amerika’da “mağaza kokuları” üzerine büyük bir sektör gelişmiştir.

Aromaterapi’nin tarihi

Yaklaşık 6000 yıllık bir geçmişe sahip olan aromaterapi’nin ilk olarak mumya yapımında eski Mısır uygarlığı tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Aynı çağlarda, eski Çin uygarlığı tarafından da aromaterapi yağları ve bitkileri tanrıya olan şükranın bir ifadesi olarak kullanılmaktaydı.

Aromaterapinin tedavi ve güzellik maksadıyla kullanımı ise ilk olarak eski Yunan medeniyetlerinde ortaya çıkmıştır. Roma İmparatorluğu devrinde aromaterapi banyo sonrası masaj teknikleriyle kullanım alanı buldu.

Eski Romalılar aromaterapi yağlarını eski Arap ve Hint medeniyetlerinden getirtiyorlardı.

Günümüzde kullanıldığı şekliyle modern aromaterapinin babası Dr.René-Maurice Gattefossé’dur.

Avrupa’da 19. Yüzyıla kadar akıl hastalarını içine şeytan kaçmış sanıp yakarlardı. Ama Türkler’de durum farklıydı. İbni Sina, Biruni gibi tıp alimleri, kokuların psikolojideki yerini keşfettiler ve sonraki nesillere aktardılar.

Selçuklu ve Osmanlı zamanlarında isteri, şizofreni, melankoli gibi psikolojik hastalıklar “koku-beslenme-müzik” üçlü tedavi yöntemi ile iyileştirilmeye başlandı.

O yıllarda yaşam tarzı haline gelen aromaterapi her alanda kullanılırdı. Evlerde nane, fesleğen kokuları; çamaşırlarda kurutulmuş lavantalar; tatlılarda güller; banyolarda hoş kokulu sabunlar kullanılırdı. Padişahların ise “buhur suyu” denen özel kokuları vardı. Olayın ticarete dökülmesi ile sentetik koku üretimi başladı. Böylece eski pozitif etkisini gösteremeyen Aromaterapi yıllar geçtikçe rafa kaldırıldı.