Moda ile Tüketim birbiriyle içi içe
Örnek, 07 Ağustos 2014 21:01
İslami camiada pek çok kişi, kendisine mahrumiyetten imkâna açılan bir hayat hikâyesi inşa etmeye çalışıyor. Ama bu çabalar esnasında hiçbir ahlaki sınır kalmayınca ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ manzaralar çıkıyor karşımıza.
Sizce modanın tartışılamaz ve eleştirilemez gücünün sırrı nedir? Modacılar toplumun hislerinin tercümanı mı gerçekten?
Nazife Şişman: Modacıların toplumun hislerine tercüman olmak gibi bir iddiası olduğunu sanmıyorum. Daha ziyade hisleri yönetmek, bu hisleri sermayenin istediği doğrultuda arzuya, hiç tatmin edilemez bir arzuya dönüştürmek gibi bir hedefleri var. Bunun için de tüketim ekonomisinin kendini eşyalar üzerinden tanımlama zeminine yaslanıyorlar.
Modanın otorite oluşuyla tüketim ekonomisi arasında bir bağ kurmazsak bu süreci anlayamayız. Kişiler, tükettikleri nesneler üzerinden bir kimlik kurabildikleri için, bu kimliğin hikâyesini yazan ‘uzman’lara, yani modacılara mahkûm hissediyorlar kendilerini.
Fatma Barbarosoğlu ‘kamusal alanın mübarekleri’ diye adlandırarak vurgulamıştı modacıların bu tartışılmaz konumunu. Ona göre modacılar adeta din adamlarından boşalan yeri dolduruyor. Ve bu nedenle de buyurgan dilleri hiç eleştirilemiyor. Herkesi estetik bir denetlemeye tabi tutan, şık/rüküş ölçeğine yerleştiren bu mübareklerin otoritesi tartışma dışı kalıyor.
Tüketim açısından eleştiriyoruz çünkü moda dendiğinde üst sınıf olma arzusu şeklinde ortaya çıkan, taklitten beslenen, tek tipleştiren, sonra bu tek tipleştirme sıkıcı hale geldiğinde yeniden bir tek tipleştirme oluşturan bir döngü var. Ama sosyal açıdan bakarsak; bugünkü tek tipleştirme, modernite öncesini düşünürsek, bir miktar da insanları birbirine yakınlaştırmıyor mu? Ortak bir payda oluşturduğundan bahsedemez miyiz?
Nazife Şişman: Modanın döngüsü yukarıdan aşağıya doğrudur hep. Alt sınıflar moda olan bir eşyaya, giysiye ulaştığında, o üst sınıflar için çoktan demode olmuştur. Yeni bir moda furyası gerekir. Alt sınıflar o furyaya katılana kadardır moda olanın ömrü. Bu döngü böyle devam eder gider. Son dönemlerde geç kapitalizmin hızı ile görsel kültürün hızı birleşerek güçlü bir ivme oluşturdu. Bu ivme moda-demode şeklindeki döngüyü gittikçe daha da hızlandırıyor. Yani bir eşyanın demode olma süresi gün geçtikçe kısalıyor.
Böyle olunca hangi insanlar birbirine yaklaşıyor? Üst sınıf sürekli kaçıyor, alt sınıf kovalıyor. Alttakiler de kendi içinde bulunduğu gruptan ayrıştırılmak isteğiyle her daim moda olanın peşinde koşarak üst sınıfa dahil olmaya çabalıyor.
Modernizmle birlikte ‘güzel’ kavramının artık bireyden çıkıp, kitlelerin tahakkümüne girmiş olduğundan bahsediliyor, peki modernizm öncesi nasıl bir güzellik algısı vardı ve onu belirleyen gerçekten bireylerin kendisi miydi? Bugün eleştirdiğimiz ‘güzel’ anlayışını modanın var olmadığı zamanlarda üreten şey neydi peki?
Nazife Şişman: Eğer magazin düzeyinde kalmayacaksak, güzelin tanımını felsefi bir temele yaslanarak yapmamız gerekir. Öncelikle şunu bilelim; etikten, estetikten, dinden, felsefeden bağımsız bir güzellik tanımı yapılamaz. Tabii ki güzelliğin toplumsal algılanışında izafilik hep olmuştur.
Aşığın “güzelliğin on par’etmez, bu bendeki aşk olmasa” ifadesinde kendisini gösterdiği gibi, esasında bakmayı ve görmeyi bilmektir güzelliğin ölçüsü. Efendimizin herkesin yanından geçerken iğrenerek baktığı ölü bir köpeğin inci gibi dişlerinin güzelliğine dikkat çekmesi, güzellikle ilgili zihniyet dünyamızı şekillendiren işaret taşlarından biridir. Ama modern öncesi ve sonrası diye güzelliğin tanımı ve algılanışı ile ilgili çok genel, bu nedenle de yüzeysel cümleler kurmak istemem.
Bugüne dair yapabileceğimiz en genel tespit: günümüz güzel ile iyinin, iyi ile doğrunun birbirinden ayrıldığı, ayrıştırıldığı bir dönem. O yüzden medyalaştırılan bir ortamda görsel kültürün sunduğu, sadece göze hitap eden, görüntü çokluğu üzerinden baskıyla oluşturulan bir güzellik anlayışı hâkim. Günümüzde popüler kültür ve moda, birlikte belirleme iddiasında güzelliğin sınırlarını ve ölçüsünü. Ama moda doğrudan sadece güzeli belirleme üzerinden almıyor gücünü. Biraz önce de bahsettiğim gibi bu gücü, kişilerin ancak tüketerek kimlik belirledikleri, eşyaların hakimiyetindeki kültürden alıyor.
Nazife Şişman: Modaya yön verenler ülkeler değil. Siyasete bile artık uluslar ve ülkeler bazında açıklamalar getiremiyoruz. Geç kapitalizmde üretim coğrafyadan bağımsızlaşırken tüketim de ulus-aşırı artık. Nepal’de üretilen, üzerinde bir İngiliz firmasının etiketi olan malı Nişantaşı’ndaki bir mağazadan bütün sembolik anlamıyla birlikte satın alıyoruz. Geçen yıl kitap fuarı vesilesiyle gittiğim Londra’da Harrods mağazasına, özellikle gözlemlemek üzere gitmiştim. Gördüğüm; dinden, ırktan, etnisiteden bağımsız bir tüketim kardeşliği idi.
Moda olarak çıkan ama kullanışlı olduğu için ‘adet’ haline gelip yerleşen giyim-kuşam, alet-edevat var. Mesela ‘bel çantası’… 80′lerin sonunda moda olmuş bir eşya. Ama bugün özellikle parklarda koşu yapan insanların belinde rastlarsınız. Çünkü pratik açıklaması; koşarken eller serbest olsun, ama kimliğim, param da üzerimde olsun. Bir yandan da işe bel çantası takıp gitseniz ‘demode’ olursunuz. Sürekli yenilenme, yenilenirken oluşturulan yıkıcı kültür, eski olanı lanetleme… Sorun nerden kaynaklanıyor, ne dersiniz?
Nazife Şişman: Moda olanla fonksiyonel olan çakışmayacak diye bir kaide yok. Bozuk bir saat bile günde iki kez doğruyu gösterir . Ama moda fonksiyonellikten ziyade eşyalara yüklediği anlamlar üzerinden avlar muhataplarını. 20′nci yüzyılın başlarında Freud’un yeğeni Edward Bernays ilk defa reklamı ihtiyaç üzerine değil arzu üzerine kurarak modern reklam ve halkla ilişkilerin temellerini atmıştı.
Örnek, 07 Ağustos 2014 21:01
Yorumlar (0)
A vitamini içeren gıdalar nelerdir
Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür
Karı-Koca Arasında Sevgi Bağını Geliştirme ve Devam Ettirme
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Gelişim, zorluklarla yüzleştiğimizde başlar”
DUA
Mukus nedir, Vücuttaki işlevleri nelerdir
Her sabah 5 ıslatılmış badem tüketmenin mucize etkisi
Aşil Tendonu Nedir? Aşil Tendiniti Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi
İç Kulak İltihabı Nedir Belirtileri nelerdir?
Uyku Kalitesi Gençlerin Beyin Gelişiminde Etkili
Azimli ebenin geliştirdiği beşik emzirme kolaylığı sağlıyor
Kenger Otunun Faydaları Nelerdir?
Matematik evinde çocuklar eğlenerek öğreniyor
DSÖ uyardı: 150 dakikadan fazla oturuyorsanız sağlığınız tehlikede
Çok dilli olmak, beyni nasıl dönüştürür?
Depresyon ve kaygıyı ilaçsız tedavi etmek mümkün mü?
Magnezyum glisinat nedır, faydaları nelerdir?
Masum Sanılan Şakalar, Akran Zorbalığına Neden Olabilir
Zemheri ne demek Ne zaman başlar
Karanfilin faydaları ve kullanım şekli
Dengesiz ve Kararsız Anne-Baba Tutumunun olumsuz etkileri
Kaygıyı yok eden en basit yol: 4-7-8 tekniği zihni rahatlatıyor - 5
Boğazdaki asit reflüsünden kurtulmanın doğal yolları
Sinüzit Nedir Belirtileri Nelerdir?
Yaşlılar, susadıklarını hissettiklerinde aslında uzun bir süre susuz kalmış oluyorlar!
Sirkenin bilmediğimiz faydaları
Neden bazıları daha sık ve kolay hastalanır
Hangi yaşa geldiğimizde kendimizi artık genç hissetmiyoruz
Evinin odasında üretiyor, 5 ülkeye gönderiyor
Kış aylarında açık havada spor yaparken dikkat
Düşünceler insanı hasta eder mi?
Osmanlı saray mutfağından günümüze miras, İmaret Çorbası
Gübreye alternatif ürün Antalya'da geliştirildi! Bitki gelişimini üst seviyeye çıkarıyor
Çocuklarınıza Göstereceğiniz İlginin Önemi
Akıllı saatlerdeki gizli tehlike
Negatif düşüncenin gücü: Nosebo etkisi nedir?
stres ve stres yönetimi
çocuklarda parmak emme ve yapılması gerekenler
Vücutta karıncalanma neden olur?
