Çocuk, Çocuğu Okuduğunuz Kadardır

 

10 Eylul 2020 09:38
Çocuk, Çocuğu Okuduğunuz Kadardır





  Adını vermek istemediğim bir öğrencimin
annesi: "Çocuklara bir şeyler anlatıyorsunuz
eve gelince bana tuhaf tuhaf sorular soruyor, beni yıldırıyor, nasıl cevap
vereceğimi bilemiyorum" diye yakınmaya başlamıştı...

Aslında çocuğun annesine vermek istediği
mesaj şuydu: "Anneciğim, öğrenmeye en yatkın olduğum anlar sana
sual sorduğum anlardır. Bu yüzden hâl ve kal dilimle diyorum ki aklımda uçuşan
soruları tek başıma cevaplamaktan acizim. Ancak benim kucak dolu sorularıma
seninle beraber cevap aradığım zaman dünyayı görür, algılar ve tanırım. Bu
yüzden ne olur beni anlamaya, tanımaya çalış! "

İlk
nâzil olan "îkra" dan maksat neydi öyleyse?

Maksat sadece yazılanı değil lisan-ı hâl
diliyle 'Bismillah' diyen
her şeyi okumaktı ayı, yıldızı güneşi; aciz bir karıncayı, karnı üzerinde
sürünen bir böceği, uçuşan bir bal arasını, bir serçeyi ve bununla beraber arz
ve sema arasındaki insanı yani Ademoğlunun numunesi olan çocuğu 'oku' demekti...

Bir annenin yeni anne olacak evladına
nasihati şu olmuştur: Sen kitap okumayı bırak! Sen çocuğunu
okumaya çalış o zaten sana ne yapacağını gerek hal diliyle gerek kal diliyle
söylüyor zaten. Şayet ağlıyorsa ya açtır ya uykusu vardır ya da altı doludur...

Çocuğumuzun istediğimiz gibi kıvam
alması, kişilik geliştirmesi ve kendisinde var olan palotansiyeli doğru yerde
kullanması ancak çocuk âleminin kelimelerini, cümlelerini tek tek takılmadan,
koparmadan okumakla mümkün....Çünkü ancak bu şekilde çocuğumuz dünyayı görür,
algılar, tanır...Kişi neye muhtaç ise o şey onda eksik olduğundan eksik olunan
şey bir şekilde dışarıya yansıyacaktır ve bu eksiğin def edilmesi ebeveyn
tarafından görülüp okunmasıyla mümkündür ilk ayet olan 'îkra' hasebiyle...

Misal pedagoji biliminde çocuk bir dönem
dünyayı tanıma adına keşif yolculuğuna çıkar...Bu dönemde siz dolapları,
çekmeceleri kapatırsınız karıştırmaması adına. Bir de bir bakmışsınız ki o
dolapta/çekmecede ne var ise dışarıya dökülüvermiştir bile... Çocuk, bunu sizi
kızdırmak adına yaptığını düşünürsünüz lakin gerçek öyle değildir. Bu keşif
dönemindeki çocuğun size haykırmak istediği şudur aslında: Ben sürekli bir gelişme ve
değişme dönemi içindeyim ve şimdi etrafımda var olan objeleri merak ediyorum.
Bu keşif dönemimi tehdit edebilecek bir şey varsa onu ortadan kaldırın ki
içinde bulunduğum dünyayla tanışıp sağlıklı bir dönem geçirebileyim.

Veya özerk dönem içinde olan bir çocuk: Tek
başıma su içeceğim, tek başıma yemek yiyeceğim, elimi bırak ben tek
yürüceğim gibi tepkilerle demek istiyor ki; ileri
yaşlarda birine bağlı olarak yaşayacağıma bırak da ben bir şeyleri tek başıma
becerebileyim, yaşam mücadelesi verip kendi ayaklarımın üstünde durabileyim. Bu
yüzden bana güvendiğinizi belli edin ve beni destekleyin...

Veya çocuk oyuncağını paylaşmak adına
bir dönem akranlarıyla kavga alevine tutuşacaktır. Böyle bir durumda bir müddet
onu gözleyerek okuma sanatını icra etmeye çalışın. Sonra kendi kendinize
sorun:' ben bu çocuk için ne gibi çözumler üretip pratige
aktarabilirim?' diye...İleride olumsuz bir davranışla karşılaşacağınıza/pişman
olacağınıza her şeyi yerinde ve zamanında tedavi etmeye çalışın. Şayet ona şifa
araçlı reçete sunarsanız o kötü haslet ondan def olur. Şayet onun bu
hastalığını dikkate almazsanız bu haslet ömür boyu ona ve çevresindekilerine
zarar verecektir; buna siz anne/babalar da dahilsiniz...

Bu misallar ışığında diyebiliriz ki;

Çocuk;
çocuğu okuyup tedavi ettiğiniz kadar keşfedicidir, sorgulayıcıdır,
paylaşımcıdır, merhametlidir...

Çocuk;
çocuğu okuyup tedavi ettiğiniz kadar karakterlidir, mizaçlıdır,
şahsiyetlidir...

Size anne/babalığı öğreten minik
öğretmenleriniz olan çocuklarınız sizin rotanız/yol haritanızdır aslında...Bu
hesapla önce çocuğunuzun haritasını çıkararak işe başlayın J.J.Rousseau'nun
dediği gibi "Çocuklarınızı daha iyi tanımakla işe
başlayın; çünkü onları hiç tanımıyoruz."

Bunu ise ancak onları tanıyarak yani ilk
ayet gereği olan okuma sanatıyla icra edebilirsiniz.

Unutmayalım,
çocuğu ne kadar çok okursanız o kadar verirsiniz ne kadar verirseniz o kadar da
alırsınız...  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.