Özgüvenin temeli ailede atılır

 

19 Eylul 2016 13:52
Özgüvenin temeli ailede atılır




Anne ve babanın çocuğa yaklaşım biçimi onun dış dünyayla kuracağı ilişkinin temelini oluşturur.


  Bir çocuk için
karşılanması gereken birincil ihtiyaç; bir kişiyle yakın-duygusal ilişki
kurmaktır. Genelde bu kişi anne ya da annenin yerini tutan başka bir kişidir

Anne ve babalar için son
derece önem taşıyan Çocuklarda özgüven gelişimiyle ilgili Bilgi Merkezi
Rehberlik Bölümü tarafından hazırlanan çalışmada ilginç tespit ve önerilere yer
verildi.

Doğumdan itibaren
anne-baba ile kurulan ilişkinin hayat boyunca benimsenen tutum ve davranışların
temelini oluşturduğu belirtilen çalışmada, özellikle okul öncesi döneme vurgu
yapıldı.

Çocuğun hayatındaki en
etkili sosyalleşme kurumunun aile olduğu ve çocuğun bu dönemde ağırlıklı olarak
anne babayı taklit ettiği ya da model aldığı ifade edilen çalışmada anne ve
babanın çocuğa yaklaşım biçiminin onun dış dünyayla kuracağı ilişkinin temelini
oluşturan en önemli unsur olduğu kaydedildi.

Aile Bülteni şeklinde
yayınlanan çalışmada genel olarak şu tespitler yer aldı:

Bir çocuk için
karşılanması gereken birincil ihtiyaç; bir kişiyle yakın-duygusal ilişki
kurmaktır. Genelde bu kişi anne ya da annenin yerini tutan başka bir kişidir.

BEYNİN EN HIZLI
GELİŞTİĞİ DÖNEM

İnsan beyninin en hızlı
geliştiği dönem ilk iki yıldır. Bebek bu dönemde hiçbir dönemde olmadığı kadar
enerji tüketir. Burada ihtiyaç olan sadece beslenme değil en uygun kişiler
arası ilişkilerin deneyimlenmesidir. Bebekle geçirilen süreden ziyade önemli
olan annenin bebeğe yönelim biçimi, bebeğin gelişimsel becerilerini ne kadar
desteklediği ve kapasitesinin anne tarafından ne kadar kabullenildiğidir.

BEBEĞİN EN BÜYÜK STRESİ

Ebeveynlerin dengeli ve
tutarlı davranışları çok önemlidir. Annenin bebeğin ihtiyaçlarını düzenli
karşılaması temel güven duygusunu geliştirir. İhtiyaçlarının karşılanmaması;
korku, üzüntü gibi durumlarda denge sağlayacak olan annenin yanında olmaması
bebeğin en büyük stresidir. Stres, çocuğun tüm potansiyelini tüketir ve gelişim
fırsatlarını kaçırmasına sebep olur.0–3 yaş arası anneden yoksunluk duygusal
yoksunluğa sebep olur. Bu da bebeğin zihinsel duygusal ve sosyal gelişiminin
gerilemesine ve gecikmesine neden olur.

3 YAŞ: KİŞİLİK GELİŞİMİ

3 yaş döneminde duygusal
ve kişilik gelişimi belirgin olarak görülür. Özerklik evresi olarak tanımlanan
bu dönem, çocuğun anne bağımlılığından uzaklaşıp kendi ayakları üzerinde
durabildiği ve her şeyi keşfetmeye çalıştığı bir dönemdir. Bu dönemde çocuğun
sürekli cezalandırılması, kızgınlık ifadelerine maruz bırakılması ya da aşırı
koruyucu bir ebeveyn tarafından bağımsızlaşmasına ya da keşfetmesine izin
verilmemesi içe dönük olmasına ve utanç duygusu hayatasına neden olur.  Başarı duygusunu hissetmesi yönünde
destekleyici anne-baba tutumu ise özerklik ve güven duygusu kazanmasını sağlar.

3-5 YAŞ ARASI:
FARKLILIKLARI KEŞFETME

Beş yaş sonuna kadar
çocuk etrafındakileri, cinsiyet farklılıklarını keşfetme çabası içerisindedir.
Bu dönemde çocuğa gerekli bilgiler yaşına uygun olarak anlatılmalıdır. Gerekli
bilgilerin verilmemesi, keşfetmesine izin verilmemesi bastırmaya ve kaygı
duymasına neden olur.

6-11 YAŞ: KABUL EDİLMEK

Daha sonraki 6-11 yaş
evresinde çocuğun okula başladığı, değerlendirildiği bir dönemdir. Bu dönemde
sosyal başarı ve başarısızlıklarla karşılaşabilir. Akranları tarafından kabul
edilmek, akademik ve sosyal alanda iyi performans göstermek özgüveni artıran
etkenlerdir.

ÖNERİLER

Aile Bülteni'nde
ailelere şu önerilerde bulunuldu:

Küçük başarılar
yakalaması için ona fırsat verin.

Kendi kararlarını
vermesi için cesaretlendirin.

Fikirlerine saygı duyun.

Yaratıcılıklarını
destekleyinve cesaretlendirin.

Risk almalarını
sağlayın.

Hata yapmalarına ve
hatalarından ders almalarına izin verin.

Çocuğunuz ile davranışı
arasındaki farkı ayırt edin. Çocuk odaklı değil, davranış odaklı konuşun.

Çocuğunuzu diğer
çocuklarla karşılaştırmayın. Çocukların kendilerine ait geçmiş başarılı
performanslarını kullanarak karşılaştırma yapın.”Her geçen gün daha iyisin.” ya
da “Her gün bir öncekine göre daha iyi başarılısın.”

Olumsuz yerine olumluyu
vurgulayın.”Gürültü yapma” yerine,”Biraz daha alçak sesle konuş” gibi olumlu
ifade kullanarak hem eleştiriyi azaltın hem de çocuğunuzu kabul edilebilir
davranışa yöneltin.

Sıklıkla duymaya ihtiyaç
duydukları mesaj: “İyi ki varsın. Seni olduğun gibi seviyorum”dur. Sıkça
tekrarlayın.

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.