Televizyon, çocuk ve iletişim

 

18 Nisan 2017 10:11
Televizyon, çocuk ve iletişim




Televizyon, günlük yaşantımızda en çok kullandığımız, yaygın etkisi çok fazla olan bir iletişim aracı.


  Televizyon
çoğumuzun evinde olmazsa olmaz olarak düşündüğümüz, özenle oturma odamıza ya da
salonumuza üzerine dantel örterek yerleştirdiğimiz vazgeçilmez iletişim aracı.

Anneler; ev
işlerini yetiştirmek, ya da ağlayan çocuğu susturmak için, en kolay yol olarak
çocuğu televizyon karşısında oturmayı seçerler. Böylece, rahat rahat bulaşığımı
yıkar, evimi siler süpürürüm diye düşünürler.

Babalar ise; çok
yoğun ve yorucu geçen bir günün ardından yemek yiyip, haberleri ve futbol
maçlarını izlemeyi tercih ederler.

Çoğu zaman da,
evde bir tane televizyon olması sorun haline gelir. Baba spor maçlarını, anne
yerli dizileri, çocuklar da sevdikleri şarkıcıları ya da dizi filmleri izlemek
istedikleri için tartışmalar yaşanır. Bu durumda herkesin odasına birer
televizyon alınması, sorunu çözmenin en kolay yolu olarak düşünülür. Akşamlara
herkes kendi odasına çekilerek, istediği programı seyrederse sorunun çözüleceği
sanılır. Bu durumda sorun çözülmüş gibi görünse de, aslında aile içi
iletişiminin ortadan kalkmış olması, çok daha ciddi bir sorun olarak karşımıza
çıkacaktır.

Aile bireylerinin
bir araya gelebildiği akşam saatlerinde zamanın çoğunun televizyon karşısında
geçmesi aile içi iletişimi olumsuz yönde etkiler. Oysa tüm aile fertlerinin bir
araya geldiği bu saatler değerli zamanlardır. Birbirimize hal-hatır sormak,
günümüzün nasıl geçtiğini anlatmak, sorunlarımızı paylaşmak kısacası
birbirimize değer verdiğimizi hissettirmek gerekir. Bu saatler özellikle
çocuklarımızın bizde beklediği ilgi ve sevgiyi onlara verebileceğimiz önemli
vakitlerdir.

Çocuklarımızın
televizyon karşısında çok fazla vakit geçirmelerini istemiyorsak, öncelikle
anne-baba olarak, onlara bu konuda örnek olmamız gerekir. Her şeyden önce
onlarla birlikte zaman geçirmeye özen göstermeliyiz. Örneğin; birlikte oyun
oynamak, resim yapmak, masal veya hikâye kitabı okumak, yazı yazmak, sohbet
etmek çocuklarımızla yapabileceğimiz etkinlikler olarak sıralanabilir. Tüm bu
etkinlikleri anne ve babasıyla birlikte yapan çocuk, televizyonu izlemeyi
unutarak, aklına bile getirmeyecektir. Anne ve babayla geçirilen saatler, onun
için her zaman daha cazip olacaktır.

Çocuğun
televizyonu izlemesini engellemek için yasak koymaya kalktığınızda bu işi daha
çok inatlaşmaya götürecek, faydası da olmayacaktır. Yasak koymak ya da ceza
vermek yerine birlikte yapılabilecek alternatif etkinlikler çocukları zaten
kendiliğinden televizyondan uzaklaştıracaktır.

Buradaki amaç;
çocukları tamamen televizyondan uzaklaştırmak, hiç izletmemek değil; yapılmak
istenen mümkün olduğu kadar çocukları televizyonun olumsuz etkilerinden uzak
tutmaktır. Çünkü biliyoruz ki televizyonun çocuklar üzerinde çok ciddi etkileri
var.

Örneğin;
saldırgan davranış gösteren çocuklar özellikle şiddet içeren programları
seyretmeyi tercih ediyorlar. Bu programlar da yer alan kahramanları kendilerine
örnek alarak, bunu günlük yaşantılarına da yansıtıyorlar. Yine şu sıralar çok
revaçta olan, sihirli-büyülü dizileri seyreden bir kız çocuğunun; annesinin
bulaşıkları yıkamak için hazırlandığını gördüğünde “Sen dur anne ben şimdi
hallederim” deyip “hokus-okus pokus “ yaparak bulaşıkları yıkamaya çalıştığını
biliyorum. Eminim sizler de benzer olaylarla karşılaşmışsınızdır.

Çocuğun
televizyon karşısında saatlerce kalarak, zamanını boşa harcaması, tamamen
televizyonun esiri haline gelmesi, çocuğun sosyalleşmesini de engellemektedir.
Şu anda Esenler Çiftehavuzlar Bilgi evi Müdiresi olan Leyla Bakış hocamız, yüz
yetmiş beş ilköğretim öğrencisi ile, “televizyonda en çok izledikleri program
ve izleme nedenleri” ile ilgili bir anket çalışması yaptı. Bu anket çalışmasına
göre çocukların en çok izlediği programlar: yerli dizi, yarışma programları,
çizgi filmler, spor müsabakaları, magazin programları ve kadın programları.
İzledikleri programların içeriğinde çocukları en çok etkileyen ve ilgisini
çeken başlıklarsa şöyle: Şiddet, korku, gerilim, gerçeküstü kahramanlar, büyü,
sihir, komedi, sevdikleri şarkıcıların varlığı, merak, aksiyon. Anketten
edinilen bilgilere göre, çocukların büyük çoğunluğunun günde ortalama üç-dört
saat televizyon izledikleri görülmüştür.

Televizyon
kanallarının çok fazla olması, har evde birden fazla televizyon olması, anne
babaların da televizyon karşısında esir olmaları, elbette çocukların televizyon
izlemelerini cazip hale getirmektedir. Televizyon izleme tamamen
yasaklanamayacağına göre, bu durumda televizyonu bilinçli kullanma yoluna
başvurmamız gerekli. Ancak bu şekilde televizyonun olumsuz etkilerinden
sıyrılarak, verimli kullanılmasını sağlamış oluruz.

Her şeyde önce,
model olarak anne ve babanın, televizyon izlerken seçici ve dikkatli olması
gerekli. Mesela; haberleri izlerken, çok fazla şiddet ve saldırganlık içeren
görüntülerin çocuklarla birlikte izlenmemesine, ya da yemek saatlerinde
televizyon izlenmemesine özen gösterilmelidir. Çocukların sosyal ve ahlaki
gelişimlerine katkıda bulunacak programlar tercih edilmelidir. Çocuklar uzun
süre televizyon başında yalnız bırakılmamalı, izledikleri filmler kontrol
edilmeli. İçeriğinde şiddet, cinsellik, içki, sigara gibi kötü alışkanlıklar olan
filmler izletilmemeli.

Zaman zaman
ailece bilgilendirici programlar, (yarışmalar, belgeseller) iyi olan bir film,
ya da bir dizi izlenebilir.

Hatta bazen
haftalarca bir iki gün “televizyon kapatma günü” seçilerek, o gün hep birlikte
alternatif bir etkinlik yapılabilir. Etkinlik olmasa bile karşılıklı birbirini
dinlemek çocuğumuza değer verdiğinizi gösterecek ve sağlıklı iletişim kurmanızı
sağlayacaktır.

Çocukların
gelişimine olumlu katkılar sağlayacak; eğitici, bilgilendirici programları
izlemelerini sağlayarak, sınırlı ve bilinçli bir şekilde kullanıp televizyonu
olumlu hale getirebiliriz.

 

 

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.