Kalp-damar ve yüksek tansiyon hastalarına kış uyarısı

 

15 Ocak 2018 00:46
Kalp-damar ve yüksek tansiyon hastalarına kış uyarısı




Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erol, 'Kalp yetersizliği hastalarının kış aylarında daha fazla hastaneye yattığı ve ölümlerin de kış aylarında daha fazla olduğu saptanmıştır.' dedi.


  Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa
Kemal Erol, kalp yetersizliği hastalarının kış aylarında daha fazla hastaneye
yattığı ve ölümlerin de kış aylarında daha fazla olduğunun saptandığını
belirterek, "Yapılan bir çalışma, aralık ve ocak aylarında, ağustos ayına
kıyasla kalp krizlerinin yüzde 35 daha fazla olduğunu göstermiştir." dedi.

Erol,
yaptığı açıklamada, kalp-damar ve tansiyon hastalarına, "Kış
aylarında soğuk hava şartlarına karşı dikkatli olun." uyarısında
bulundu.

İnsanın
normal vücut ısısının 36,6-37 derece arasında sabit olduğunu, soğuk havalarda
büzüşen damarların vücudun ısı kaybını minimuma indirmeye çalıştığını ifade
eden Erol, damarlardaki büzüşme ile tansiyonun yükseldiğini, kalp atım sayısı
ve kalp debisi ile kalbin oksijen ihtiyacında da artış meydana geldiğini, aynı
zamanda soğukla birlikte kanda pıhtılaşma faktörlerinde de artış
gözlemlendiğini söyledi.

Kış
aylarında kan basıncının yaz aylarına göre arttığını, bunun da kalp-damar
hastalıklarına bağlı olay gelişimindeki artışla ilişkili olduğunu dile getiren
Erol, "Normal sağlıklı bireylerde kalpte soğuk havalarda meydana gelen bu
yük artışını rahatlıkla tolare ederler ancak koroner kalp hastalığı olan
kişilerde arterlerin büzüşmesi, tansiyonun yükselmesi, kalbin hızlanması göğüs
ağrısını tetikleyebilir veya daha az bir eforla göğüs ağrısı ortaya çıkabilir,
hatta kalp krizini tetikleyebilir." diye konuştu.

Araştırmalara
göre, kış aylarında kalp krizlerinin ve kalp krizine bağlı ölümlerin daha çok
görüldüğünü aktaran Erol, "Soğuk havanın olumsuz etkileri yanında
kalp-damar hastalığı risk faktörlerinde de kış aylarında meydana gelen
olumsuzluklar, diyet, obezite, hareketsizlik, kilo alma buna katkı sağlar.
Yapılan bir çalışma, aralık ve ocak aylarında ağustos ayına kıyasla kalp
krizlerinin yüzde 35 daha fazla olduğunu göstermiştir." şeklinde konuştu.

"Soğukta rüzgara karşı
yürümek göğüs ağrısı ve kalp krizini tetikleyebilir"

Erol,
koroner arter hastalığına bağlı ölümlerin soğuğun derecesinden çok ortalama
değerden sapma derecesi ve hızı ile soğuğun süresi ile ilişkili bulunduğunu
aktardı.

Ani
sıcak-soğuk değişiminin de koronerlerde ani büzüşme ile plak rüptürü ve kalp
krizlerini tetikleyici olabileceğini ifade eden Erol, "Hele bu ani soğuğa
çıkma, kar kürüme, arabanın itilmesi gibi ısınmadan ani olağan dışı egzersiz
ile birleştiğinde kalp krizi ve ölüm riski belirgin artmaktadır. Soğukta
rüzgara karşı yürümek de göğüs ağrısı ve kalp krizini tetikleyebilir."
değerlendirmesinde bulundu.

Prof.
Dr. Erol, kış tatiline gidenlerde, ani yüksek rakıma çıkma ve soğuğa maruz
kalma ile akşamları eğlencesel aşırı yemek ve alkol-sigara tüketimi ile
birlikte sabah alışılmadık kayak, snowboard gibi egzersizlerin kış tatillerinin
özellikle ilk günlerinde kalp krizi riskini arttırdığının saptandığını
vurguladı.

Yine
kış aylarındaki düzenli egzersizin, yaz aylarına göre daha az olmasının,
hareketsizliğin, kilo almanın, kapalı ortamlarda sigara maruziyetinin
fazlalığının, yağlı gıda tüketiminin artmasının da kalp damar hastalığı görülme
riskini artırıcı etkenler olduğunu ifade eden Erol, "Kış aylarında akut
solunum yolu enfeksiyonları daha sık olmaktadır ve de kalp yetersizliği
hastalarının kış aylarında daha fazla hastaneye yattığı ve ölümlerin de kış
aylarında daha fazla olduğu saptanmıştır. Bir çalışmada kalp yetersizliği olan
hastalarda aralık-nisan döneminde yılın diğer aylarına göre kalp yetersizliğine
bağlı hastaneye yatışların çok daha fazla olduğu saptanmıştır." dedi.

Kış
aylarında gribal enfeksiyona yakalanma ve grip salgını riskinin daha fazla
olduğunu aktaran Erol, grip salgınları sırasında da kalp krizi riski ve kalp
yetersizliğinde hastaneye yatışların arttığını dile getirdi.

Kışa
girmeden kalp yetersizliği olan veya koroner kalp hastalığı bulunan kişilerin
ekim-kasım döneminde o yılki grip aşılarını yaptırmaları tavsiyesinde bulunan
Erol, şu önerilerde bulundu:

"Soğuk
havalarda sıkı giyinmeli, vücut ısısını iyi muhafaza etmeliyiz. Kalp hastaları
palto, gocuk gibi kıyafetler giyerek göğse direk soğuk rüzgarın vurması
engellenmelidir. Şapka giyip eldiven takmak ısı kaybını minimuma indirmek
gereklidir. Vücut ani sıcak-soğuk değişimine maruz bırakılmamalıdır. Sıcak iç
ortamlardan iyi giyinip korunmadan (yarı giyinik) aniden soğuk dışarı
çıkılmamalı, ani damar spazmına yol açılmamalıdır. Alışılmadık egzersiz soğuk
havada yapılmamalı. Kar küreme gibi işler yavaş ve sık aralar verilerek
yapılmalı. Dışarıda sigara ve alkol alınmamalı. Vücudun susuz kalmaması için
bol su içilmesi gerekir. Kalp hastaları mevcut ilaçlarını mutlaka düzenli
almalı. Hepten hareketsiz kalıp kilo alınmamalı, kapalı ortamlarda veya sıkı
giyinerek düzenli fizik egzersizlerine devam edilmelidir. Aşırı kalorili ve
yağlı yiyecekler, alkol alınımından sonra ani soğuk ortama çıkıp egzersiz
yapılmasından kaçınılmalıdır."

"Kalp hızında bir artış
her şey yolunda giderken bir kalp krizine yol açabilir"

Kalp
Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erhan Babalık da kalp hastalıklarının ortaya
çıkmasında mevsimsel farklılıklar bulunduğunu, aşırı sıcak ve soğuk havaların
kalp krizinin ortaya çıkmasını kolaylaştırdığını anlattı.

Kalp
hastalığı ya da yüksek tansiyon sebebiyle ilaç kullananların mevsim
dönüşlerinde kontrolden geçmesi gerektiğini vurgulayan Babalık, "Zira kış
aylarında rüzgarlı ve soğuk ortamlarda dış ortamlarda bizim bilinçli olarak
idare edemediğimiz otonom dediğimiz kendiliğinden gelişen damar hareketliliği
sayesinde kalp üzerine gelen yükler artar. Özellikle tüm damarlarda bir
büzülme, buna bağlı tansiyon yükselmesi, kalp hızında bir artış olması her şey
yolunda giderken bir kalp krizine yol açabilir." dedi.

Babalık,
"Soğuk havalarda ve kış aylarında tüm damarlarda bir büzülme, buna bağlı
tansiyon yükselmesi, kalp hızında bir artış her şey yolunda giderken bir kalp
krizine yol açabilir." diye konuştu. Babalık, şöyle devam etti:

"Yüksek
tansiyonu olan bir kişinin tansiyonu daha da yükselebilir. Buna göre hastanın
ilaçları arttırabilir veya doz değişimi yapılabilir. Kalp damar hastalığı olan
daha önce stent takılmış hastalarda damar gevşetici ilaçlar gerekli olabilir.
Bunların hepsi muhtemel sebepler arasındadır. Mevsim değişikliğinde damar
hastalıkları, yüksek tansiyon ve kalp yetmezliği hastalarının ilaç
tedavilerinin mevsime göre yeniden düzenlemeleri gerekir."

İlaç
düzenlemelerinin yanı sıra söz konusu kişilerin dışarı çıktıklarında alması
gereken önlemlere de değinen Babalık, şunları kaydetti:

"Kış
aylarında kalın giyinmek, eldiven kullanmak, atkı kullanarak ağız ve burnu
kapatmak, kulakları kapatmak gerekir. Bunlar vücut ısısının dalgalanmasını
engelleyip buna bağlı damar büzülmesini engeller. Yemeğin hemen arkasından
soğuğa çıkmamak gerekir. Ya da çıkmak gerekirse iki öğün arası ya da illaki
çıkmak gerekiyorsa yemek yemeden çıkmak gerekir. Soğuk havada dışarıda egzersiz
yapıldığında damar büzülmesiyle kalbe gelen kan gittikçe azalır, eğer bir de
yakın zamanda yemek yenildiyse kalbe giden kanın mide-bağırsak sistemine
yönelmesi nedeniyle kişi daha çok kalp krizi riskine girer."  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.