Böbrek taşını önlemek mümkün

 

29 Ocak 2018 00:24
Böbrek taşını önlemek mümkün




Böbreklerde oluşan taşların dayanılmaz ağrılardan böbrek yetmezliğine kadar bir dizi rahatsızlığa neden olabildiğini ifade eden uzmanlar, kendisi küçük, zararı büyük bu taşlardan korunmak için birçok önlem almanın mümkün olduğunu söyledi.


  Böbreklerin yaşamın devam edebilmesi için atık maddelerin vücuttan
atılmasına yardımcı olduğunu belirten üroloji uzmanı Dr. Hüseyin Çelik,
"Vücut için gerekli olan bazı maddelerin seviyesini ayarlamak gibi filtre
görevi de bulunan böbreklerde, görevle ilgili mekanizmadaki sorunlara bağlı
olarak taş oluşturabiliyor. Bu mekanizmaların neden bozulduğu halen net olarak
bilinmese de taş hastalığının beslenmeden genetiğe, yaşanılan coğrafyadan
cinsiyete kadar çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülüyor.
Bazen sessizce bekleyen bu taşlar bazen de idrar yoluna düşerek hastaların
dayanılmaz ağrılarla sağlık kuruluşlarına başvurmasına neden olabiliyor"
dedi. 

"BÖBREKLERİ SUYLA
BESLEYİN" 

Büyük bir çözelti olarak nitelendirilen idrarın yaklaşık 50 maddenin
çözülerek vücuttan atılmasını sağladığını belirten Çelik, "Yeterince su
içildiğinde çözelti miktarı artıyor. Burada daha fazla madde çözülebiliyor.
Böylece böbreklerde kristalleşme azalıyor. Var olan küçük kristaller de
atılıyor. Az su tüketildiğinde ise çözelti miktarı azalıyor. Taş oluşumuna
neden olan kalsiyum, oksalat ve benzeri maddeler kristalleşmeye başlıyor.
Bunlar zaman içinde taşa dönüşüyor. Günlük su tüketiminin yaklaşık 2 litre
olması gerekiyor ancak herkes kendi tüketimini çıkan idrarı takip ederek
ayarlayabilir. İdrarın mümkün olduğunca renksiz ve kokusuz olması, yeterince su
tüketildiğini gösteriyor" diye uyarıda bulundu. 

"PROTEİN ALIMINI
KISITLAYIN" 

Özellikle hayvansal proteinlerin, kalsiyum ve oksalatın böbreklerden daha
fazla atılımına neden olduğunu ifade eden Çelik, "Bu nedenle özellikle
böbrek taşı hastası olanların taşın şiddetine göre protein alımlarına dikkat
etmeleri gerekiyor. Örneğin bir öğün hayvansal protein tüketen kişinin diğer
öğünde lifli besinlere yönelmesi ya da sabah fazla peynir tüketen kişinin öğlen
et yememesi öneriliyor" diye konuştu. 

Tuz, en sık görülen böbrek taşı bileşiminin elemanları olan kalsiyum ve
oksalatın böbrekten daha fazla atılmasına neden olduğuna dikkat çeken Çelik,
"Herkesin metabolizması, böbrek dinamiği, böbreğin içindeki idrar akımı
farklılık gösterdiği için tuz tüketimi ile ilgili bir miktar önermek doğru
olmuyor. Hastaların tuz kullanımını mümkün olduğunca azaltması gerekiyor"
dedi. 

"LİMONU ÇOK SEVİN" 

Böbrekte taş oluşumunu önlediği bilinen `sitrat` maddesi limonda bol
miktarda bulunduğuna dikkat çeken Çelik, her gün taze sıkılmış yarım limon
suyu, salatalardaki bol bol limon sıkmanın veya taze bir limonata hazırlamanın
faydalı olacağını söyledi. 

Oksalat maddesinin her besinde olduğunu ancak bazı besinlerde yoğun
miktarda olduğunun altını çizen Çelik, "Domates gibi oksalat içeren
sebzeler beslenmenin vazgeçilmezlerinden olsa da bazıları sadece keyif için
tüketiliyor. Çay, kahve, ıspanak, kakao, çilek ve kabuklu kuruyemiş gibi
gıdaların tüketiminden kaçınarak oksalat alımını azaltmak mümkün oluyor. Öte
yandan içeriğinde oksalat bulunan çavdar ve kepek ekmeklerinin tüketimini de
sınırlamak gerekiyor" diye konuştu. 

"KALSİYUMDAN KORKMAYIN" 

Güçlü kemiklere sahip olmak için ihtiyacımız olan kalsiyumun böbrek taşına
neden olabileceği endişesine kapılmamak gerektiğini vurgulayan Çelik,
"Yapılan son çalışmalar kalsiyum tüketiminin bu konuda önemli bir rol
oynamadığını ortaya koyuyor. Hekim önerisi bulunmadığı sürece kalsiyum
tüketiminin sınırlanmasına gerek olmuyor. Yetişkinlerin ise günlük bin miligram
kalsiyum alması gerekiyor" diye uyarıda bulundu. 

Limonda bulunan sitratın böbrek taşı oluşumunu engellerken, gazlı ve kolalı
içeceklerin ise vücuttaki sitrat miktarını azalttığını ifade eden Çelik, bu
nedenle gazlı içeceklerin mümkün olduğu kadar az tüketilmesi önerdi. 

"BOL BOL HAREKET EDİN" 

Hareket etmenin vücuttaki tüm mekanizmaları dengeli hale getirdiğini
belirten Çelik, "Bu tür yaşam, böbrek taşına neden olanlar dahil olmak
üzere vücuttaki birtakım maddelerin daha fazla salgılanmasına yol açıyor. Gün
içinde her fırsatta yürüyen, haftada en az beş gün yarım saat düzenli yürüyüş
yapan, markete yürüyerek gitmeyi tercih eden insanlar hem kilolarını dengede
tutuyor hem de böbreklerinin daha iyi çalışmasını sağlamış oluyor" diye
konuştu. 

"BÖBREKLERE STRES
YAŞATMAYIN" 

Yapılan incelemelerde stresin de böbrek taşı oluşumunda rol üstlendiğini
ifade eden Çelik, "Şehir hayatının yoğun temposunda stresten uzak durmak
zor görünse de herkesin içinde bulunduğu stresin farkında olup bunu
iyileştirmek için çalışması, sakinleştirici yöntemlerden faydalanması
gerekiyor" dedi. 

Böbrek taşlarının oluşumunda genetik faktörlerin rol oynadığının
düşünüldüğünü ifade eden Çelik, ailesinde böbrek taşı hastalığı olan kişilerin
benzer sıkıntılar yaşama riskinin daha yüksek olduğuna dikkat çekerek, böbrek
sağlığı kontrollerinin yılda bir kez düzenli olarak yaptırılması gerektiğini
söyledi. 

"KENDİNİ AĞRI İLE BELLİ
EDİYOR" 

Böbrek taşlarının bir kum taneciğinden 7 santimetreye, hatta bazen daha
büyük ölçülere kadar değişiklik gösterebildiğine dikkat çeken Çelik,
"Taşların varlığı genellikle bel bölgesinde ya da böbrek ile idrar torbası
arasında bulunan böbrek yolundaki konumuna göre karın ve kasık bölgesinde ağrı
ile anlaşılıyor. Ağrı erkeklerde yumurtalıklara, kadınlarda ise vajinal
dudaklara kadar ilerleyebiliyor. Bazen bulantı, bazen kusma, hatta ateş
görülebiliyor. Ağrının şiddeti ise hastadan hastaya değişebiliyor" diye konuştu. 

"İHMAL EDİLEN TAŞ, BÖBREK
YETMEZLİĞİNE GÖTÜREBİLİYOR" 

Böbrek taşlarının bazen böbrek fonksiyonunu bozuncaya veya kalıcı hasarlar
oluşturuncaya dek belirtisiz büyüyebildiğini ifade eden Çelik, "Hatta
böbreğinde taş olduğunu bildiği halde bir uzmana başvurmakta geç kalarak organ
kaybı yaşayan hastalar görülüyor. Taşın böbrekte oluşturacağı sorunların
bulunduğu yere göre değişiklik gösterdiğini söylüyor. Taşın, böbrekte üretilen
idrarı mesaneye taşıyan `üreter`in ağzına yerleşmesi, idrar çıkışının azalmasına
ya da durmasına neden oluyor. Bu durumun uzun sürmesi halinde idrar geriye
dönüp böbreğe baskı yaparak şişmesine neden oluyor. Hidronefroz olarak
adlandırılan bu durum, bize o bölgede taşa bağlı ya da bir başka nedenle
oluşmuş tıkanıklığı gösteriyor. Tek taraflı tıkanıklık idrarda belirgin bir
azalmaya neden olmadığı için fark edilmeyebiliyor" dedi.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.