Yüz koruyucu siperlikler bizi koronavirüsten ne kadar koruyor?

 

31 Mayıs 2020 19:02
Yüz koruyucu siperlikler bizi koronavirüsten ne kadar koruyor?





  Sağlık çalışanlarının
sahada kullandığı yüz koruyucu siperlikler günlük yaşamda
kullanılabilir mi? İşe yarar mı? Bu sorunun cevabı Iowa Üniversitesi
Tıp Fakültesinden araştırmacılar tarafından verildi.

Dünyanın Kovid-19 salgınıyla savaşı sürüyor.
Henüz salgının birinci dalgasının bile tatmin edici oranda kontrol altına alınamadığı bugünlerde,
ülkeler
ardına -daha çok ekonomik gerekçelerle- karantina
uygulamasını sonlandırarak, yeniden açılacakları tarihleri birbiri duyurmaya başladı.

İnsanlar, “normale
dönüş” durumunda kapalı mekanlarda, toplu alanlarda kendilerini kişisel
olarak nasıl koruyacaklarına ilişkin kaygı
duyarken, buna paralel olarak da doğru koruyucu ekipmanın hangisi
olduğuna dikkat kesilmiş durumdalar.

Bu koruyucu ekipman seçeneklerinden biri
“yüz koruyucu siperlikler”… Yüz koruyucu siperlikler, Kovid-19 bulaşma riski bulunan işlemlerde
sağlık çalışanları tarafından
medikal maskelere ek olarak kullanılıyor.

Aynı zamanda ülkemizde Sağlık Bakanlığının Halk Sağlığı
Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan
rehber içinde “kesin veya olası”
Kovid-19 vakalarına yakın
temas gerektiren durumlarda kullanılması önerilen
koruyucu ekipmanlar arasında.

Sağlık
çalışanlarının
sahada kullandığı
yüz koruyucu siperlikler günlük
yaşamda kullanılabilir
mi? İşe yarar mı?

Bu sorunun cevabı Iowa Üniversitesi Tıp
Fakültesinden araştırmacılar
tarafından verildi. Amerika Tıp
Derneğinin hakemli dergisi
olan JAMA’nın
internet sitesinde (Journal of American Medical Association) yayınladıkları
makalede, normal olarak sağlık
çalışanları
tarafından kullanılan
kişisel koruma ekipmanlarından
biri olan yüz koruyucu siperliğin toplum içinde
de kullanılması önerildi.

Virüslerin solunum yoluyla nasıl bulaştığı
uzun zamandır tartışma konusu. Şu
ana kadarki veriler SARS-CoV-2’nin de diğer solunum yolu virüsleri
gibi bulaştığını gösteriyor;
yani yakın mesafede bulaşıcı
damlacıkların gözlere,
burun ve ağza doğru saçılması
veya kontamine bir yüzeyin ellenmesinin
arından gözlere, ağza ve buruna
dokunulması yoluyla…
Yeni koronavirüsün
havada askıda kalan aerosollar
yoluyla bulaşmasının
da ihtimal dahilinde olduğu güncel
araştırmalarla
destekleniyor.

YÜZ KORUYUCU SİPERLİK ALIRKEN VEYA YAPARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?

JAMAnetwork’te yayınlanan makalede, yüz
koruyucu siperliklerin tüm bulaşma
yollarına karşı “yüzü
kaplayan plastik bir bariyer” görevi
gördüğü
için diğerlerine
göre “daha iyi bir seçenek”
olduğu belirtiliyor.
Makalede yüz koruyucu
siperliklerin ideal koruma sağlaması
için taşıması
gereken özelliklere de yer veriliyor: “Siperlik
önde çenenin altına,
yanda kulaklara kadar uzanmalı; alın
ve başlık
kısmı arasında
boşluk olmamalı”

DİĞER KORUYUCU MALZEMELERE GÖRE
NE GİBİ AVANTAJLAR SAĞLIYOR?

Söz konusu makaleye göre, yüz koruyucu
siperliklerin avantajları ağır
basıyor. Cerrahi maskelerin dayanıklılığı sınırlı
ve yeniden kullanıma uygun değiller, buna karşın
yüz koruyucu siperlikler, su, sabun ve ev dezenfektanlarıyla
kolayca temizlenerek sınırsız
bir şekilde yeniden
kullanılabiliyor.

Kullanımı görece rahat olan siperlik,
aynı zamanda viral giriş kanallarını
kapattığı
gibi, takan kişinin yüzlerine
dokunma ihtimalini de azaltma potansiyeline sahip. Cerrahi maske takanlar,
birileriyle konuşmaları
gerektiğinde maskeyi çıkarmak
zorunda kalabilirlerken, siperlik şeffaf
olduğu için
böyle bir şeye
gerek kalmıyor.

Aynı zamanda yüz koruyucu siperlik
kullanımı, takan kişiye ve karşı tarafa sosyal mesafeyi hatırlatmakla
birlikte, konuşma esnasında
yüz ve dudak ifadelerinin görünmesini
de engellemiyor.

SİMULASYON SONUÇLARI
OLUMLU

Hepsinden önemlisi, yüz koruyucu
siperlikler, damlacık ve aerosollar yoluyla yayılan virüslerin solunma
ihtimalini önemli oranda azaltıyor.

Siperliğin
virüs maruziyetini nasıl
etkilediği bir simülasyon
çalışmasında
ortaya kondu. Siperlik, bir sağlık
çalışanının
45 cm’lik öksürük
mesafesi içinde virüse
maruziyetini % 96 oranında azalttı.
Koruyucu etkisinin 30 dakika sonra bile % 80’i
aştığı
belirtildi.

SARS-CoV-2’nin en yaygın bulaşma modu küçük
partiküllü aerosollar değil, ancak siperliğin
bu partiküllerin de % 68’ini
bloke ettiği görüldü.
Çalışma
önerilen fiziksel mesafe kurallarına
uyularak tekrar edildiğinde, solunan virüs
miktarının % 92 oranında
azaldığı
bildirdi.

Politika önerilerinin klinik çalışmalarla desteklenmesi gerektiğini belirten makalede şu
ifadelere de yer verildi: “Yüz
koruyucu siperliklerin etkililiğini
doğrulamak adına
rastgele bir klinik denemenin yapılması çok
ihtimal dahilinde değildir. Buna karşın, yaygın
test ve temas takibinin etkiliğini
değerlendirmek için
de herhangi bir klinik deneme yapılmamıştır ancak bu yaklaşım yılların
tecrübesine dayanarak (kabul edilmektedir). Toplumun önerilen
kontrol stratejilerine müdahalesi olarak yüz
koruyucu siperliklerin etkisi, var olan matematik modellemeler kullanılarak değerlendirilmelidir. Tek başına veya diğer
stratejilerle birlikte yüz siperliği kullanımının
amacı bulaşma
hızı R0’ı
1’den aşağı çekmektir. Bilhassa, kızamık
gibi en bulaşıcı
patojenlerin etkili kontrolü için
bile % 100 etkili bir aşı
gerekmemişken, bu siperliklerin
veya diğer kontrol politikalarının
omuzlarına % 100 etkililik şartı
yüklenmemesi gerekmektedir, çünkü
bu düzeyde kontrol hem erişilmesi
imkansızdır hem de SARS-CoV-2
enfeksiyon düzeyini yönetilebilir
bir ölçeğe çekmek için
gerekli değildir.”

TOPLUM SAĞLIĞI
UZMANLARI ARASINDA BU KONUDA BİR
GÖRÜŞ BİRLİĞİ YOK

Edinburgh Üniversitesinden Toplum Sağlığı
Profesörü Linda Bauld ise
alternatif yüz koruma şekillerinin genel kullanım
için önerilmeden önce
daha fazla araştırılması
gerektiğini düşünüyor.

Konuyla ilgili Guardian’a açıklamalarda
bulunan Bauld, “Yüzünüzün üst yarısını kaplayan bir siperliği kullanmanın
arkasındaki sebep şu
olabilir: Düzenli olarak toplumla
temasa giriyorsanız, virüs
taşımada etkili olduğunu
bildiğimiz küçük
damlacıkları saçan birine maruz kalabilirsiniz” dedi.

Bazı ortamlarda bunu neden kullanmak
istediklerini anlayabileceğini
söyleyen Bauld, “ancak
bunun toplumun düzenli olarak kullanması
gereken bir şey olduğuna dair güçlü
bir dayanak yok. Temel olan, ağzı
ve burnu kapatmaktır” şeklinde devam etti.

“SİPERLİKTEKİ AMAÇ
TAKAN KİŞİYİ KORUMAK, KARŞIDAKİNİ
DEĞİL”

Bauld konuşmasının
devamında, toplu taşıma
araçlarında kullanılması
istenen yüz korumalarındaki
amaç maskeyi takanı
değil, ortamdaki diğer
insanları korumak olduğunu
söyleyerek, siperliğin
sadece takan kişiyi başkalarından gelecek damlacıklara
karşı korumayı
amaçladığını
belirtti.

Southampton Üniversitesi Çevre Sağlığı
Profesörü Bill Keevil ise yüz
koruyucu siperliğin destekçileri
arasında. Siperlik takmanın avantajlarını sıralayan Keevil,
“(Siperliğin) takan kişiye nasıl
daha iyi koruma sağladığını görüyorsunuz,
karşıdaki kişiye
bulaşma ihtimalinin azalmasına
da yardımcı olabilir, çünkü
(siperlik takılıyken
ağzınızdan)
ürettiğiniz
şeyler yüzünüzden
çok uzaklaşmıyor”
dedi.

Bauld ise yüz koruyucu siperliklerin
olumlu yönlerini teslim etmekle birlikte, enfeksiyon kontrolünde İngiltere’den
daha ileride olan Hong Kong ve Singapur gibi ülkelerde
kullanılmadığını
hatırlattı.

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.