Aileyi Güçlendiren Hususları Konuşmak

 

08 Temmuz 2020 14:40
Aileyi Güçlendiren Hususları Konuşmak





  Asırlarca
konuşulan mevzular vardır. Yıllandıkça hep kısır döngü halini almış ve dillerde
artık hep aynı nakaratı söyleyen konular gibi. Klişeleşen ama her toplum insanı
için her zaman tartışma konusu olan konular. İşte ‘cinsiyet taraftarlığı ve
aile mefhumu’ da bu mevzulardan birisidir.

Ya
olaya sadece ‘kadın’ cenahından bakılır; toz kondurmaz misaliyle haklılığın
zirvesi kadın olarak görülüp feminist algısıyla suç mekanizması yalnızca
‘erkek’ üzerinden işlenir hale gelir. Ya da olaya sadece ‘erkek’ cenahından
bakılır; ataerkil bir anlayışla kadına ‘insan’ yakıştırması dahi yapılmaz.
Erkek hegemonyası esiri olarak kalır. Ve gelenek/göreneklerin baskısı altında
ezilen bu anlayış, kadını ezen güce dönüşür.

Ne
yazık ki; bu taraftarlık aslında birbirini doğuran sebep sonuç ilişkisinde
gizlidir. Ezilen baskıcı ruh, diğer toplumlarda bir diğerini ezen baskıcı ruha
dönüşür. Ve şuan bile anaerkil bir toplumda kadının birazcık daha üste
çıktığından bahsediyorsak; bu, geçmişteki erkek gücün zirvede olduğu nedenin
sonucudur diyebiliriz.

Oysa
İslam dininin güzelliği bu meyanda da ortaya çıkıyor ve cinsiyetten ziyade
insan gözüyle adalet dağıtıyor her iki tarafa… Vasat bir çizgide aşırılıktan
muaf tutarak; her iki tarafın, fıtrata kodlanan özellikleriyle hareket etmesini
istiyor. Böylece sorunun çözüme kavuşacağını vaat ediyor. Ancak İslam’dan kopan
her algı, cinsiyet noktasında orta yolda ilerlemekten ziyade birbirlerine
düşman kesiliyor. Birbirlerini rakip görme… Kötü ahlakı birbirlerine yaftalama…

Hâlbuki
bir tarafın olmaması; dünyanın olmaması, nesillerin kesilmesi, hayatın ölümle
sonuçlanması anlamına gelmektedir. Onun için kadın-erkek birbirine hayat, dünya
üzerindeki olmazsa olmaz birbirinin yaşam kaynaklarıdır… Bu minvalden
bakıldığında, bakışlar düşmanca değil; hakikat üzere olacak ve toplumu da mutlu
aileler oluşturacaktır.

Aile,
büyük bir toplumun huzuru da mutsuzluğu da olabilir. Küçükken sarılan bir
yumakta gevşeklik olursa; büyüdükçe sağlam olmaması, beklenilen bir şeydir. Bu
husus gibi aile de sağlam temeller üzerine bina edilmezse; toplumunda sağlam
kalması beklenemez. En başta ahlak binası çöker ve ahlakın çökmesi, toplumsal
bir musibet için kâfidir. Bundan dolayı aileden de bahsedebilmek için evvela
yukarda söylediğimiz ‘cinsiyet taraftarlığını’ al etmek gerekir. Sonrasında
aile konuşulur.

Ancak
sadece aileyi de savunmak yetmiyor. Özellikle günümüzde sadece ailenin toplum
için önemine değiniliyor ama önemli bir gerçek unutuluyor. Aile önemi kadar aileyi
oluşturan ‘sevgi, saygı, birlikte yaşama huzurunu’ sağlamak için de çok
çabalamak gerekiyor. Özellikle aile içinde sadece erkeğe ya da kadına has
görevlerden ziyade, ikisinin ortak noktasını oluşturacak ahlak ve erdemleri
yüceltmek gerekiyor.

Ya da
aileyi huzurlu kılma düşüncesi adı altında; ne sadece ‘kadına’ yüklenen
sebepler sıralanmalı, ne de sadece erkek üzerinden değerlendirilmeli. Daha açık
olmak gerekirse; mutlu bir yuva için ‘kadın her şey yapmalı’ denmeyeceği gibi,
‘erkek her şey yapmalı’ da denmemeli. Maalesef bu iyi niyet düşünceler de,
aileyi tek taraflı cinsiyet kalıbına sokabiliyor.

Fedakârlıksa
her iki taraftan, sevgi ve saygıysa her iki taraftan, anlayış, vefakâr olmaksa
her iki taraftan olmak zorundadır. Elbette fıtrat farklılığını görmezden
gelemeyiz ve kadın/erkek kendince farklılıkları vardır. Ancak ortak noktada
buluşmak ve böylece aileyi sağlamlaştıracak güçleri de fark edebilmek gerekir.

Ne
zaman ki aileden ziyade aileyi güçlendirecek bu ortak noktalardan bahsedilirse;
o zaman çiftler birbirine kadın-erkekten ziyade ‘insan’ gözüyle bakacaktır. Ve
böylece aile huzuru yaşanacak, toplum da bunun meyvesini görecektir.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.