Günümüzde
kadına şiddet, kadın cinayetleri artarak devam ediyor. Peki, neden ve sebepleri
nelerdir? Diye bakacak olursak şunları söyleyebiliriz;

Batı`nın
bizlere dayattığı evlilikte, kadın-erkek ilişkileri arasında romantizm
dayatmaları var. Bu dayatma erkekleri; suçlayıcı, kötü, kadınlara zulmeden
kişiler olarak bıraktı. Bu çok tehlikeli bir noktadır.

Kur`an-ı
Kerimde geçen her olayın kıyamete kadar süreceğini âlimler beyan ediyorlar.
Nasıl ki Firavun doğan her erkek çocuğunu öldürdü ise günümüzde de erkekleri
medya tarafından psikolojik olarak öldürmeye çalışıyorlar. Nitekim kadınlar
eşlerine, kızlar nişanlılarına sürekli ‘kötüsün, kabasın, kadınları mutlu
edemiyorsun` dedikleri gibi. Dolayısıyla erkekler artık kendilerini, kadınları
mutlu edemeyen, kaba-saba mahluklar olarak görmeye başlamış noktadalar.

Şunu
söyleyebiliriz ki; günümüzde yasadığımız sorunlar, erkeklerin her akşam eve
çiçek ile gelip, birkaç tatlı cümleler sarf etmeleri ile hallolur gibi bir
bakış açışı çok yanlış bir bakış açısıdır ve medyanın beynimize gönderdiği
zehirli oklardan kaynaklanmaktadır.

Bizler
kadın-erkek arasındaki farklılıkları görmezden geliyoruz. Bunlardan bazıları;
yaratılış farklılıkları, biyolojik, fiziksel, hayata bakış farklılıkları,
örneğin erkek sol beynini kullanırken kadın sağ beyni kullanır. Kâinattaki her
şey zıttı ile vardır. Siyah-beyaz, ölmek-yaşamak, güzel-çirkin vs. Kadın-erkek
de pek çok şeyiyle farklı ve zıttır. Ve her zıtlığında muhteşem hikmetler
saklıdır.

Peygamberimiz
s.a.v rahmet peygamberidir. Çok az lanet etmiştir. Lanet ettiği şeylerden biri
‘Kadınlaşan erkeklere lanet olsun, erkekleşen kadınlara lanet olsun.` Yani
kadın erkeğe benzemeyecek, erkek de kadına, bu zıtlığı korumak çok önemlidir.

Günümüzde
en temel sorunlarda biri de kadınların hızla erkekleşmeye doğru ilerlemesidir.
Hz. Mevlana derki; ‘Zıtların uyumundan hayat doğar, zıtlar çatıştığı zaman
ölümdür` bu zıtlık ailesi ise bu ölüm boşanmadır.

Kadın
erkek arasındaki çekicilik bu zıtlıktan doğmaktadır. Kadın sertleştiğinde, dik
başlı, inat erkeksi hareketler aldığında erkek gözünde çekiciliğini kaybeder.
Kadınlara ‘ her akşam sizinle çekirdek çıtlatacak, her muhabbeti onunla
yapabileceğiniz, konuşması ve tavırları erkeksi bir eş ister misiniz? Diye
sorulacak olursa, muhtemelen büyük bir kısmı böyle bir koca istemeyecektir.
Oysa günümüzde akşam eşi eve geldiğinde eşofmanlı, kaba halli, kıyafet, tavır
erkeksi tavırları kadın sergileyebiliyor. Bizler kadınsı bir erkek
istemediğimiz gibi, eşimizin de erkeksi bir kadın istememe hakkına sahip
olduğunun farkında olup, ona göre adım atmamız gerekiyor. Zaten yaratılışımıza
uygun olan da budur.

Sonuç
olarak; Batı`nın dayatmaları ile fıtratımızı her konuda zehirlemeye çalıştığı
gibi, kadın erkek ilişkisinde de eşitlik adı altında masum gibi görünen ama
aslında aile dediğimiz kurumu yıkan dayatmalarının bilincinde olup fıtratımızı
korumamız gerekmektedir. Aksi takdirde dünyada huzur bulamayacağımız gibi
Allah`ın ve Habibi`nin de lanetini üzerimize çekmiş oluruz. Eskiden kadın-erkek
tarlada evde omuz omuzaydı. Bugün birbirlerine karşılıklı düşmanlık duyuyorlar.
Öncelikle Allah kadın ve erkeği başta birbirine dost olarak yaratmıştır.
Aralarına zıtlık koymuş, çekicilik koymuştur. Bu zıtlığı bozmamak noktasında
elimizden geleni yapmamız temennisiyle