Kış, sadece soğuk değil, yenilenme mevsimidir

 

28 Aralık 2025 00:02
Kış, sadece soğuk değil, yenilenme mevsimidir

Hava soğuduğunda doğa içe çekilir. Ağaçlar yapraklarını döker, toprak derin bir dinlenmeye girer. İnsan bedeni de doğanın bir parçası olarak bu döngüye uyum sağlar. Ancak modern yaşamın temposu, bu doğal ritmi bozduğunda bağışıklık sistemi zayıflar. Kış aylarında hastalıkların artmasının nedeni yalnızca soğuk hava değildir; ısı kaybı, yanlış beslenme, stres, elektromanyetik yüklenme ve uykusuzluk da vücudun savunma mekanizmasını zayıflatır. Bu dönemde amaç yalnızca hastalıklardan korunmak değil, regülasyonu sürdürmek, yani bedenin doğal dengesini koruyabilmektir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMI: VÜCUDUN GÖRÜNMEYEN ORDUSU

Bağışıklık sistemi, bedenin en sessiz ama en güçlü savunucusudur. Virüs, bakteri, mantar veya toksik maddeye karşı her an tetikte durur. Fakat stres, soğuk, yanlış beslenme ve uyku bozuklukları bu sistemi yavaşlatır. Vücut “tehdit” algısını kaybettiğinde mikroplar kolayca yerleşir, kronik yorgunluk ve sık enfeksiyonlar başlar. Bu dönemde yapılması gereken, bağışıklığı yalnızca “desteklemek” değil, yeniden regüle etmektir.

1. GİYİNME: TERMOREGÜLASYONUN TEMEL İLKESİ

Vücudun savunma sistemi, ısı dengesine sıkı sıkıya bağlıdır. Ayakların, belin ve boynun soğuk kalması, otonom sinir sisteminde refleks bozukluklara yol açar. Soğuk, damarları daraltır; mikrosirkülasyon azalır, dokuların oksijenlenmesi düşer.

Öneriler:

• Kat kat ama nefes alabilir kumaşlar giyin.

• Sentetik yerine yün, pamuk veya bambu tercih edin.

• Boyun, bel ve ayak bilekleri mutlaka korunmalı.

• Ani sıcak-soğuk geçişlerinden kaçının.

Bu basit önlemler, bağışıklık regülasyonunu korumanın en doğal adımıdır.

2. BESLENME: SOĞUK MEVSİMDE İÇTEN ISINMAK

Kış aylarında sindirim ve metabolizma farklı çalışır. Beden, ısısını koruyabilmek için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar. Bu nedenle beslenmede dengeli protein, sağlıklı yağlar ve canlı sebze-meyve tüketimi büyük önem taşır.

Özellikle şu besinlere dikkat edin:

• C vitamini (kuşburnu, nar, kivi, brokoli, kırmızı biber)

• Çinko ve Selenyum (balık, yumurta, fındık, kabak çekirdeği)

• D vitamini (güneş görmeyen aylarda mutlaka destek olarak alınmalı)

• Koenzim Q10 ve NADH – hücre enerjisini artırır, yorgunluğu azaltır.

• Omega-3 yağ asitleri – inflamasyonu azaltır, bağışıklığı güçlendirir.

• Fermente gıdalar ve probiyotikler – bağırsak florası, bağışıklığın temelidir.

Unutmayın: Bağırsak florası güçlü olmayan bir insan, güçlü bir bağışıklığa sahip olamaz.

3. NÖRALTERAPİ: BAĞIŞIKLIĞIN SİNİRSEL DENGESİNİ YENİDEN KURMAK

Bağışıklık sistemi ve sinir sistemi, birbirinden ayrı değildir. Stres, travma, ameliyat, enfeksiyon veya yara izi gibi faktörler otonom sinir sistemini bozar. Bu durum, bedenin “tehdit algısını” karıştırır: ya aşırı tepki verir (alerjiler, otoimmün hastalıklar), ya da yetersiz tepki verir (sık enfeksiyonlar). Nöralterapi, bu iletişim bozukluğunu düzeltir. Lokal anestezik (çoğunlukla prokain) mikro enjeksiyonlarla yapılan bu yöntem, sinir ağı üzerinden vücudun regülasyon sistemini yeniden aktive eder. Böylece bağışıklık sisteminin “ritmi” yeniden düzenlenir. Hastalar genellikle uygulamadan sonra sıcaklık hissi, gevşeme ve derin bir rahatlama yaşar. Bu, sinir sisteminin “savaş ya da kaç” modundan “iyileşme” moduna geçtiğinin işaretidir.

4. AKUPUNKTUR: ENERJİ AKIŞININ DİLİ

Binlerce yıllık Çin tıbbı öğretisine göre hastalık, “enerjinin akmaması”dır. Akupunktur, bu enerji yollarını – meridyenleri – uyararak dengeyi yeniden kurar. Kış mevsiminde özellikle böbrek-meridyen hattı, yani yaşam enerjisinin kaynağı önem kazanır.

Akupunktur:

• Soğuğa karşı dayanıklılığı artırır.

• Uyku ve stres dengesini sağlar.

• Hormon sistemini destekler.

• Bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırır.

Klinik gözlemler, düzenli akupunktur alan kişilerin grip ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı daha dirençli olduğunu göstermektedir.

5. MANYETIK ALAN TEDAVİSİ: HÜCRESEL ENERJİYİ UYANDIRMAK

Manyetik alan tedavisi, vücuttaki iyon akışını ve hücresel iletişimi düzenler. Soğuk havalarda yavaşlayan mikrosirkülasyon, bu tedaviyle yeniden canlanır. Kan akışı artar, dokulara oksijen taşınır, toksin atılımı kolaylaşır. Düzenli uygulama; enerji seviyesini yükseltir, uyku kalitesini artırır, stres hormonlarını dengeler, bağışıklık sisteminin hücresel iletişimini güçlendirir. Bu nedenle nöralterapi, akupunktur ve manyetik alan tedavisi birlikte kullanıldığında sinir, dolaşım ve bağışıklık sistemleri arasında kusursuz bir uyum yaratır.

KIŞ, SADECE SOĞUK DEĞİL – YENİLENME MEVSİMİDİR

Kış, doğanın dinlenme dönemidir. Biz insanlar içinse, yeniden yapılanma ve güçlenme fırsatıdır. Bu dönemi doğru değerlendirirsek; bahar geldiğinde yalnızca doğa değil, biz de yeniden canlanırız.

Unutmayın:

• Doğru giyinmek

• Düzenli beslenmek

• Vital destekler almak

• Ve bedenin enerji sistemini (nöralterapi, akupunktur, manyetik alan) dengeye getirmek; tüm bunlar, soğuk günleri sağlıklı, enerjik ve dirençli geçirmenin anahtarıdır.

Revulsion tıbbı bize şunu öğretir: Doğa asla savaşmaz — yalnızca dengeye döner. İnsan bedeni de doğanın parçasıdır; ona kulak verirsek, o da bize şifa ile cevap verir.

 

Dr. Hüseyin Nazlıkul 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.