"Ekran", çabuk sıkılan ve memnuniyetsiz çocuklara neden oluyor

 

14 Mayıs 2020 20:35





  ​Bilgisayar, telefon gibi "ekran" özelliği gösteren teknolojik ürünlerin, sınırlı sayıda duyuya hitap ettiğini belirten uzmanlar, ekran karşısında uzun süre zaman geçiren çocukların, sosyal ipuçlarını algılamakta zorluk yaşayabildiğine dikkat çekiyor.Teknoloji; çağımızın getirdiği olanaklar ve gelişimlerin sonucu olarak, hayatımızın pek çok alanında ayrılmaz bir parça haline geldi. Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırıcı etkisinin yansıra, doğru kullanılmadığında, bazı alanlarda olumsuz etkilerinin olduğu biliniyor. Aslında teknoloji ile ilişki kontrol edilebilir olduğunda olumsuz etkilerini azaltmak da mümkün.Çocuk ve Ergen Psikolojisi Uzmanı Kln. Psk. Emel Güler, artan tablet ve telefon bağımlığına karşı aileleri uyararak, "Teknoloji ile ilişki, kontrol edilebilir olduğunda olumsuz etkilerini azaltmak mümkündür." dedi.Özellikle çocuklar için teknolojinin kontrollü kullanılması ayrı bir öneme sahip olduğunu belirten Güler, "Çocuklar, doğdukları andan itibaren, tüm gelişim aşamalarında uyaranların önemi büyüktür. Sesler, renkler, kokular ve dokunsal uyaranlar çocuklarda duyuların gelişimine katkı sağlar. Çocuklar dünyayı ve çevrelerini duyuları aracılığıyla algılar. Sosyal ortamlarda, ancak insanlarla iletişim halinde olduklarında etkileşimde bulunabilirler. Sosyal gelişimde önemli olan, karşımızdaki kişilerden gelen mesajların algılanabilmesidir. Etkileşimde; göz teması, jest ve mimikler, vücut duruşu ve yönelimi gibi tüm ipuçları insan insana iletişimin ayrılmaz parçalarıdır. Halbuki tablet, bilgisayar, telefon gibi "ekran" özelliği gösteren teknolojik ürünler, sınırlı sayıda duyuya hitap ederler. Bu sadece görsel veya sadece işitsel olabilir. Çocuklar ekran karşısında olduklarında, tek yönlü iletişim gerçekleşmektedir. Bu nedenle; ekran karşısında uzun süre zaman geçiren çocuklar, sosyal ipuçlarını algılamakta zorluk yaşayabilir." ifadelerini kullandı."Ekran" karşısında hareketsiz kalıyorlarUzun süre ekran karşısında kalan çocukların, hareketsiz kaldığını, çocuk gelişiminde, hareket etmenin öneminin ise çok büyük olduğunu belirten Güler, "Hareket, motor beceriler ve koordinasyon başta olmak üzere, pek çok alanda gelişimin ayrılmaz bir parçasıdır. Hareketsizliğe bağlı başta obezite olmak üzere birçok fiziksel hastalık ortaya çıkabilir. Uzun süre ekran karşısında zaman geçiren çocuklarda, başta dil gelişimi olmak üzere birçok alanda gelişimlerinin olumsuz etkilendiği yapılan araştırmalar ile ortaya konulmaktadır." diye belirtti."Çabuk sıkılan ve memnuniyetsiz çocuklar görmek şaşırtıcı değil"Güler, "Teknolojik ürünlerdeki hız, rekabet, sonuç odaklı temalar ise çocuklarda farkındalığın olmadığı, anı yaşamadan, dürtüsel, haz odaklı davranışların artmasına neden olur. Bu tarz teknolojik aletler ile çok fazla vakit geçiren çocukların; dikkat ve odaklanma sorunları, hiperaktivite, okul başarısında azalma görülebilir. Sonuçta; çabuk sıkılan ve memnuniyetsiz çocuklar görmek şaşırtıcı değildir." diye konuştu.Ebeveyn denetimi şart!Güler, şunları kaydetti: "Günümüzde, kullanımını denetlemek zor olsa da, iki yaşından önce "ekranlı" teknoloji ürünleri çocuklardan mutlaka uzak tutmak gerekir. Daha büyük yaş grubundaki çocuklar için ise; teknolojiden kopmadan, fakat tamamen teslim olmadan ebeveynin denetiminde, çocuğun yaşına göre, belirli sürelerde izin verilebilir. Ebeveynler çocuklarına sınırlama getirirken kendilerinin de ekran kullanımları konusunda çocuklara örnek olduklarını unutmamalıdır."Çocukların gelişimine katkı sağlayan en önemli aktivite "oyun"durGüler, "Teknoloji ürünlerinin yerine, çocuklara daha fazla oyun, sosyal etkileşim ve fiziksel aktivite fırsatları sağlanmalıdır. Oyun çocuğun; hayal kurmasına, beceri geliştirmesine, problem çözme becerisine, duygusal gelişimine, çatışmaları çözmede destek sağlar. Çocuk oyun ile gelişir ve büyür. Ancak, teknolojik ürünler ile bunları sağlamak pek mümkün değildir." şeklinde konuştu.  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.