Türkiye’de Tüberküloz yok olma döneminde

 

25 Mart 2016 12:15
Türkiye’de Tüberküloz yok olma döneminde




Daha ciddi , daha bilinçli etkin mücadele sonuç verdi


  Türkiye’de son yıllarda sağlık alanında yapılan çalışmalara,
önemli başarıları da beraberinde getirmekte.Özellikle Veremle mücadelede
yürütülen çalışmalar tüberkülüz görülme riskini de neredeyse yok olma dönemine
getirdiği bildirildi.

İHA’nın bildirdiğine göre; Dünya Tüberküloz Günü
münasebetiyle düzenlenen törende konuşan Samsun Halk Sağlığı Müdürü Dr.Mustafa
Kasapoğlu konuya ilişkin olarak, “Dünyada birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de
de verem savaşı yürütülmüş ve 1970’lerde tüberküloz görülme sıklığı ülkemizde
yüz binde 180 iken, yüz binde 17’lere kadar gerilemiştir. Ülkemiz artık
eliminasyon yani hastalığı yok etme fazındadır. İlimizde de ülke ortalamasına
yakın ve giderek azalan insidansta vaka görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü
Küresel Tüberküloz raporundaki verilere göre dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon
yeni verem hastasının ortaya çıktığı ve 1.5 milyon hastanın verem sebebiyle
öldüğü bilinmektedir” diye konuştu

Dünya Sağlık Örgütü hastalığın kontrolü için Doğrudan
Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS=DOTS) adı verilen bir dizi önlemleri tüm
gelişmişlik düzeyindeki ülkelere önermiş ve bu yaklaşımı uygulayan ülkelerde
başarılı sonuçlar alınmıştır. Etkili tedavi için Doğrudan Gözetimli Tedavi
(DGT) gereklidir. DGT, tüberküloz hastalarının tüm tedavi süresince ilaçlarının
her dozunu denetleyen bir sorumlu kişi veya görevli gözetiminde içmesi ve bu
durumun kaydedilmesi esasına dayanan bir tedavi şeklidir. Ülkemizde de 2006
yılından itibaren DGT, tüberküloz tedavisinin stratejisi olmuştur. İlimizde ise
DGT çalışmaları 2003 yılında birkaç pilot ilden biri olarak daha erken yıllarda
başlamıştır” diye konuştu.

Veremin solunum yolu ile bulaşan bir hastalık olduğundan
yayılımını önlemek amacıyla tüm vakaların bulunup tedavi edilmesinin çok önemli
olduğunun altını çizen Kasapoğlu, “Ancak bazen tanı aşaması uzun olabilmekte ve
hastalar sonuçlarını takip etmekten vazgeçmekte bu nedenle de erken tanı
konamayıp tedavilerine başlamak gecikebilmektedir. Bu durumu da ortadan
kaldırmak dolayısıyla kayıtsız ve tedavisiz hasta bırakmamak ve böylelikle
hastalığın toplumumuzdan yok edilmesini sağlamak için ilimizde 2012 yılından
beri Aktif Sürveyans uygulaması yapmaktayız.

Bu çalışmada sağlık kurumlarından kayıtlar taranarak
tüberküloz tanısı almış hastaların Verem Savaş Dispanserlerimizde kaydı olup
olmadığı kontrol edilmekte veya henüz tanı konmamış ama tetkiklerini
tamamlamadan bırakan kişiler tespit edilmekte ve Verem Savaş Dispanserlerine
yönlendirilerek tanılarının kesinleştirilmesi sağlanmaktadır. Verem
hastalığının yayılımını önlemek amacıyla halkın eğitilmesi de çok önemlidir.

Topluma ulaşma konusunda sadece sağlık kuruluşlarının değil,
basın ve yayın organlarının da bizlerle koordineli bir şekilde çalışması verem
savaşında başarıya ulaşmada çok daha etkili olacaktır. İlkadım Toplum Sağlığı
Merkezi’ne bağlı Çiftlik Verem Savaş Dispanserimiz önünde stant açılarak verem
hastalığı ve bu konuda yapılan çalışmalar hakkında gün boyunca halkımıza
bilgilendirme yapılacaktır” şeklinde konuştu.

134 yıldır 24 Mart tarihinde Dünya Tüberküloz Günü olarak
kutlandığını belirten Samsun Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, “Bundan
tam 134 yıl önce, 24 Mart 1882’de Robert Koch tüm dünyaya verem hastalığının
(tüberkülozun) etkenini bulduğunu ilan etmiştir. Asırlar boyunca milyonlarca
insanın ölümüne neden olan hastalığın bulaşıcı bir hastalık olduğu bu tarihte
öğrenilmiştir. Bu nedenle 24 Mart günü Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından
‘Dünya Tüberküloz Günü’ olarak ilan edilmiştir. Her yıl bu tarihte dünyanın
birçok ülkesinde bu konu ile ilgili bilgilendirme faaliyetleri yapılmaktadır”
dedi.

   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.