İhsan ve düzen İşlerimizi kolaylaştırır

 

22 Mayıs 2018 20:26
İhsan ve düzen İşlerimizi kolaylaştırır





  Eğitim kurumlarını önceleyerek yaptığımız araştırma sonucuna
göre öğrencilerin ihtiyaçlarını belirlerken sıralamaya dikkat etmediklerini
görüyoruz. Basite alınan sıralamanın insan psikolojisini temelden etkilediğini
insan ruhu ve bedeni arasında uyumsuzluğa neden olduğunu söyleyebiliriz. Oysa bu
kadar basite aldığımız sıralama dinimizce çok önemsenmiştir. Örneğin “Şafii
Fıkhı”na göre abdestte sıralama farzdır.

Öğrenci
sorunlarını irdelediğimizde “Ders çalışamıyorum ya da çalışırken rahatsız
oluyorum. Halimiz ne olacak, hayattan bıktım.” gibi karamsar cümlelerle
karşılaşıyoruz. Bu karamsar tabloya baktığımızda birçok sorunun merkezinde olan
insanın kendisinin yaşadığı sorunların yine bizzat kendisinden kaynaklandığını
gördüğümüzü söylemek mümkün.

Her
insanın merkezi kalbidir. Merkezin öncelemesi gereken şey yaratıcısını düşünüp
onun buyruklarına göre hareket etmektir. Bu düşünceyi taşıyan insanın kalbi
sağlam olur ve bu sağlamlık da ruhuna yansır. Bir hadis-i şerif “Ben hiçbir
yere sığmam mü'min kulumun kalbine sığarım.” demek ki yüce yaratana kapı
aralamak için onu zikretmek gerekir.

Bu
yüzden sıralamamızda namaz öncelikli olmalıdır. Namazın önemine atfen
Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri yirmi birinci sözde şöyle demektedir: “Bir
zaman cismen, rütbeten büyük bir adam bana dedi. Namaz iyidir fakat her gün
beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor. O zatın o sözünden hayli
zaman geçtikten sonra, nefsimi dinledim. İşittim ki aynı sözleri söylüyor. Ve
ona baktım ve gördüm ki; tembellik kulağıyla şeytandan aynı dersi alıyor. O
vakit anladım ki o zat o sözü, bütün nüfusu emmaresinden söylemiş gibidir veya
o söz ona söylettirilmiştir.

O
zaman ben dahi dedim madem nefsim emmaredir. Nefsini ıslah etmeyen başkasını
ıslah edemez. Öyleyse nefsimden başlarım. Ey nefsim acaba her gün ekmek yersin,
su içersin, havayı teneffüs edersin sana usanç vermiyor mu? Ebedi dünyada
kalacak gibi nazlanıyorsun. Dedim ki ey nefis! Acaba ömrün ebedi midir? 
Hiç kati senedin var mı ki gelecek seneye belki yarına kadar kalacaksın?
Gelecek günler ise madem gelmemişler şimdiden düşünüp usanmak ve fütur
getirmek; aynen o günlerde açlığı ve susuzluğu ile bugün düşünüp bağırıp
çağırmak gibi bir divaneliktir. Madem hakikat böyledir. Akıllı isen yalnız
ibadet cihetinde yalnız bugünü düşün ve onun saatini, ücreti pek büyük, külfeti
pek az, hoş ve güzel ve ulvi bir hizmete sarf ediyorum, de. O zaman acı bir
füturun, tatlı bir gayrete inkılâb eder.”

 

 

Neyi
önceliyorsak onu kalbimize sığdırıyoruz. Maddiyatın bu kadar öncelendiği
toplumsal yapımız maalesef bunu çocukların kalbine de işlemiştir. Bu kadar
öncelenen maddiyat elde edilemeyince karamsarlığa neden olmaktadır. Geleceğin
teminatı olan gençlere bakarak diyebilirim ki karamsar bir nesil
yetiştiriyoruz.

Kardeşlerimden
ricam geçmiş ve gelecekteki ibadetleri düşünmeyip az ya da çok olmasına
bakmadan ve şartlarına uyarak bugünün ibadetlerini yerine getirmeleridir.
Unutmayalım ki; ağacı taşıyan çekirdeği olduğu gibi insanı da taşıyan ihlâslı
kalbidir.

Selam
ve dua ile...  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.