Sen Bu Alemin İçinde Bir Alemsin Bacım!

 

23 Mayıs 2018 01:20
Sen Bu Alemin İçinde Bir Alemsin Bacım!





  Sen annesin bacım! Hem de her tarafından yara almış... Etrafı felaketlerle
çevrilmiş... Tuzaklarla örülmüş bir anne… Düşmanların senin fıtratındaki
annelik kıvamını bozmak için... Pusuya yattığı şu toplumda sen “anne”
kalmalısın... Yüreğindeki azim ve gayreti...

Gözündeki fer sönmüş yine 
Bakışların donmuş…
Volkanlar kaynıyor sanki yüreğinin derinliklerinde
Omuzların çökmüş, boğulmuşsun yine ‘keşke’lere
Nedenler ‘niçin’ler sarmış,
‘Niye’ler kuşatmış dört bir yanını
Yoksa gizli isyanların eline mi kaptırdın yüreğini bacım?
Seni mutsuz eden o sözlere, hallere mi takıldın yine?
Seni yaradan dilemedikçe güneş bile doğmazken 
Sen imtihanda olduğunu mu unuttun bacım?
Sen bu kâinatın içinde bir öznesin 
Ahsen-i takvimdir senin mayan 
Gökte senin için yaratılan şu yıldızlara bir bak
İşte o iman dolu yüreğinle sen 
Şu yeryüzünün en parlak, en zirve yıldızısın bacım!
Söndürme ışıklarını, nurunu
Yeislerle, karamsarlıklarla…
Çünkü sen bu âlemin içinde bir âlemsin,
Bir annesin bacım! 

Sana doğru yönelmiş o minicik dudaklardan dökülen sese bir kulak ver.
Duyuyor musun? 
‘Anne’ diyor sana… ‘Anne!’
Yoksa o ses sana istekleri, şikâyetleri, soruları çağrıştıran
Seni bunalıma sokan sorunlu bir ses gibi mi geldi? 
Yavrunun “anne” sesi!
Oysa ki o ses senin ruhunun ilacı, 
Allah’ın sana verdiği makamın müjdesi
O ses Allah’ın sana uzanan bir rahmet ipi... 
Tutun, bağlan, sahip çık bacım!
O ses senin şefkatinin nesnesi 
Fıtratındaki haykırışların, ruhundaki açlığın meyvesi
Hayatının gıdası, kurtuluş gemisi, ukbanın can simidi bacım!
O ses, seni yaradan Allah’ın yürüyen küçük ayetinden yöneliyor sana
Ruhunla, kalbinle, aklınla sahip çıkasın 
O yürüyen, konuşan, bir yürek taşıyan ayete... 

Sen annesin bacım!
Hem de her tarafından yara almış, 
Etrafı felaketlerle çevrilmiş, 
Tuzaklarla örülmüş bir anne…
Düşmanların senin fıtratındaki annelik kıvamını bozmak için 
Pusuya yattığı şu toplumda sen “anne” kalmalısın
Yüreğindeki azim ve gayreti, 
Fıtratındaki annelik şuurunu yeniden imanla besleyip
Zamanın hamisi, tohumun toprağı, cennetin mayası, 
Firdevs’in âlâsı bir anne olmalısın!
Bak gözlerine şefkatle, “anne” diyen yavrunun!
Sıkılmadan, usanmadan, yüreğinle ona
“Söyle yavrum” de… 
“Söyle hayat bahçemin en nazik çiçeği, 
Gelecek nesillerin öğretmeni, yol göstericisi, öncüsü”
Onu yüce hedeflere hazırla bacım!
Senin o “anne” hitabına vereceğin cevap
Evladının ideallerini belirleyecek.
Ya senden sabrın ve itidalin sınırlarını öğrenip topluma öncü yetişecek
Ya da her “anne” deyişinin terslenmesiyle 
Yara alıp sabır ve itidal ışıkları sönecek
Azarlayıcı laflarınla, çatık kaşlarınla çiçeğini soldurma bacım!
Kokusunu bozma, dalını kırma, ümitlerini yıkıp ufkunu daraltma bacım!
Bil ki senin yavrun hayat bahçendeki en nazik çiçek,
En güzel koku, en hassas ve kırılmaya müsait daldır.
O gözlerini sana dikmiş bakan yavrunun gözlerinin içine bak
Senin yaşın ilerlediğinde
O gözlerin sana şefkatle bakmasına ne kadar da ihtiyacın olacak.
Kaçırma gözlerini yavrundan bacım! 

Evet, evladının ileride en ihtiyacın olduğu bir zamanda içine sevgi katarak
sana bakması, senin şimdi ona en ihtiyacı olduğu bir zamanda sevgiyle bakman
kadar anlamlı olacak. Ve şuna inan ki sen ona seslendiğinde o da cennetten
gelen bir sese kulak verircesine “buyur annem” diyecek. 

Hadi tut o minicik ellerini yavrunun. Ellerini avuçlarının içine almana o kadar
çok ihtiyacı var ki… Senin yanında kendisini emniyette hissetmeye, sana
sığınmaya o kadar çok ihtiyacı var ki... O tuttuğun eller evladında sana olan
ciddiyet ve sahiplik duygularını geliştirsin, kendisini fark ettiğinin farkına varsın,
önemsendiğini bilsin. 

O tuttuğun eller, zararlı insanlara karşı kendisini muhafaza etmeyi öğrensin.
Yumrukları sıkılaşsın, bileği güçlensin zalime ve zulümlere karşı. Hayırlı
işlere odaklansın o ellerle. 

Bu topluma eli güçlü, yürekli, yaptığını hakkıyla yapan nesiller lâzım
bacım! 

O tutacağın eller, yavruna sıratta hız versin, tutsun elinden seni Rahman’ın
rahmetine götürsün. Hem o eller, senin ellerinin tutulmaya en çok ihtiyacın
olduğu bir zamanda sana geri dönsün. 

Zaman geç olmadan, pişmanlık ateşi yüreğini sarmadan tut yavrunun ellerini
bacım! Sarıl yavruna ve yüreğini yüreğinde hisset, kalbinin içine al onu. O
sana Rabbinin bir lütfu, Sani-i Zülcelal’in sanatı… Sarıl yavruna ve uzun uzun
kokla onu. Dünyanın en güzel kokusu olan evlat kokusuyla beslensin, hayat
bulsun yüreğin. O koku içindeki acılara derman, yüreğine ferman olsun.
Fıtratının o kokuya ihtiyacı var bacım! 

Evladın senin canın, damarlarında akan kanın, atan kalbindir bacım! 

60 yaşındaki ihtiyar bir anneye evladının sarılması, koklaması ne kadar
anlamlıysa, senin yavruna sarılman da en az o kadar anlamlı olacak bacım! 

Nesillerin ruhları, kenelerin ellerinde kemiriliyor. Çocukların hayalleri,
ümitleri ve geleceği TV ekranlarının önünde köreliyor. Minicik yavruların
ruhları doğar doğmaz paslanıyor bu zamanda. 

Sen çocuğunun ruhunu, kalbini Kur’an ile hadis ile doyur bacım! Çocuğunu
ekranların önüne terk edip de medyanın şekillendirmesine izin verme. Sen
evladının ruhunu ilimle doldur. Ezberlet ona Allah’ın kelamını, hayatına müfredat
olacak hadisleri. Rahmani ödevlerle doldur evladının her anını. Hatalarından
dolayı eleştirip yargılama yavrunu! Düzeltmek için yanlışları üzerinden nasihat
etmeyi dene. Ama sakın damgalayıp da hatalarına kurban etme!
Onu affetmesini bil ki günün birinde o da seni yanlış ve eksiklerine kurban
etmesin bacım! 

Yüreğin vicdan azabıyla çalkalanıp “Ben ona elimin altındayken merhamet
etmedim, her “anne” dediğinde bağırıp çağırarak cevap verdim. İtip kaktım,
hatalarını yüzüne vurdum. Sürekli eleştirdim, doya doya sarılıp öpmedim. Kafamı
ancak sorunlarımla, kendimle meşgul ettim. Dertlerimi gözümde büyüttüm.
Nefsimin peşine düştüm” demeden önce ve “şimdi de evladım ben ne yaptıysam
aynısını bana yapıyor, her fırsatta beni azarlıyor, hiç dinlemiyor, bencil ve
vicdansız bir evlat olmuş” demeden önce kendi kendini yanlışların üzerinden
tamir et bacım! 

Bir de o nazik çiçeğini sakın hayatının yönetim kadrosuna oturtma! Evladının
kurallarını sen koy, sınırlarını sen çiz, hayat ideallerini sen belirle bacım!
Şefkatini yanlış yönlendirip de onun size yön çizmesine ve ailenin başköşesine
oturmasına izin verme sakın! İtidali elden bırakma bacım! Silkelenip o
fıtratındaki annelik yönünü yeniden güçlendirip ahir zaman kadınlarının yara
almış anneliklerini yeniden onarmaya çalış. 

Çünkü sen, kalbindeki imanla insanlığın en çok rahmete ihtiyacı olduğu bir
zamanda yaşayan annesin! 

Sorumluluk sana yüklendi bacım!   



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.