Eyvah Oğlum Elden Gidiyor!

 

10 Mayıs 2018 15:39
Eyvah Oğlum Elden Gidiyor!





  Birçok kadın, gelin gittiği evde
kaynanasıyla sorun yaşar. Bazı kaynanalar zordur. Akıllı gelin ona tavır almak
yerine onu tanımaya ve hoşlanıp hoşlanmadığı şeyleri öğrenmeye çalışır. Onun
gönlünü fethetmeden huzurlu bir aile ortamının oluşamayacağını kestirir ve
adımlarını ona göre atar. Kaynanasının buğzunu almaktan son derece sakınır. 

Aklını çalıştırmayan gelin ise hep kaynanasının değişmesini
ve kendisini olduğu gibi kabul etmesini bekler. Bilmediği şeyleri öğrenmeye
çalışmaz. Evin bayrağını elinde bulunduran kaynanayla bayrak yarışı yapar. En
büyük takıntısı kaynanasının yanlışları olur. Kocasıyla olan muhabbetini bile
kaynanasıyla olan ilişkilerinin üzerine bina eder. Ona göre kaynana kendisini
kızı gibi sevmiyordur ve sevmeyecektir. Kendisini ezmeye çalışıyordur. 

Kaynanasıyla sorun yaşayan kadınlar, maalesef eşleriyle de
sorun yaşar. Çünkü kadın kendisinden yaşça daha büyük olan ve oğlu ile evli
olduğu kaynanasını hatalarına mahkûm ettiğinde, devamlı gündem yaptığında bu
durum kocasını rahatsız eder, etkiler. Erkek annesini affetmesini bilmeyen
hanımıyla bir türlü mutlu olamaz. Hiçbir erkek annesinin ne kadar hatası olursa
olsun karısı tarafından eleştirilmesine tahammül edemez. 

Peki, kaynana ve gelin arasında orta yol nasıl bulunacak,
ilişkiler nasıl dengelenecek? 

İyi bir iletişimde en önemli etken karşıdakini tanımaya
çalışmaktır. Eğer gelin kaynanasını tanımaya çalışırsa adımlarını da ona göre
atar. Ama tanımaya çalışmaz ise hep yabancı kalır. Sürekli ağlar, sızlar,
rastgele söylenmiş bir lafın ardını yıllarca bırakmaz olur. Onun için tanımaya
çalışmak ilişkileri kolaylaştırır. 

Belki güleceksiniz veya “olur mu böyle bir şey” diyeceksiniz
ama çevrenize bir baktığınızda pek çok kaynana profilinin bulunduğunu
göreceksiniz. Bunlardan bir kaçının defterini hep beraber açacağız inşallah. 

Belki bize küsecekler ama bir gün biz de kaynana olacağımızı
gözden kaçırmadan ve insafı elden bırakmadan bu defterleri açacağız inşallah.
Bakalım hangi profilde bir kaynana olacağız. Acaba gelinlerimiz bizi hangi
hatamızdan dolayı yalnızlığa mahkûm edecek? Hangi yanlışımızı oğlumuzun önüne
malzeme olarak sunacaklar? Hangi lafımıza alınacaklar? Torunlarımıza “Neneniz
bana böyle böyle yaptı” diye nelerimizi destan anlatır gibi anlatacaklar? Bir
yerde kaynana konusu açıldığında “Benim kaynanam da iyidir ama şöyle şöyle
yanlışları vardır” diyecekler. 

Kedimize hiç yakıştıramadık değil mi? Yanlış
yapabileceğimizi, kusurlarımızın gündem olmasını, hatalarımızdan dolayı
gelinimiz ve oğlumuzla aramıza mesafe girmesini. Tabi yakıştıramayız. Hele
aranıp sorulmayan bir insan olmayı hiç mi hiç kabullenemeyiz. O halde kendimize
ve çevremize insaflı olmayı, merhameti, anlayışı telkin etmeliyiz. Ancak bu
şekilde ilişkiler düzene girecektir. 

Kaynana çeşitlerine bir bakınca birçok kaynana özelliğinin
karşımıza çıktığını söylemiştim. Şimdi bunlardan bir kaçını sıralamaya
çalışalım. 

Oğluna çok düşkün olan kaynanalar: 

Oğullarına düşkün olanlar gelinleri ile oğullarının mutlu
olmasını isterler, fakat oğullarından kopmak istemezler. Evliliğinin ilk
yıllarında oğullarına düşkünlükleri had safhadadır. Çünkü evlatları yeni evden
ayrılmıştır. Onu az görmek, adeta kaybetmiş olmak gibi gelir. Bu nedenle sık
sık gelinleriyle oğullarının gelmesini ve sürekli görüşmeyi isterler. Hatta
yeni evli çiftin kendilerinde kalmasını isterler. Hele kaynana oğlunun sevdiği
bir yemeği yapmışsa onsuz boğazından geçmez ve oğlunun da sofrada bulunmasını
ister. 

Fakat maalesef birçok gelin oğullarına düşkün kaynana
modeline “gıcık” olur. Kaynanasının bu durumunu anlamaya çalışmaz. Hâlbuki
kaynana oğlundan ayrılığa alışana kadar sık sık bir arada olmak, gidip gelmek
onu rahatlatır ve mutlu eder. Bir süre sonra zaten oğlunun evli olduğu ve ayrı
bir yuvasının olduğu düşüncesine alışacak ve ilişkiler de normalleşecektir. Bu
alışma dönemine kadar gelin, kaynanayı hoş karşılamalıdır. 

Evliliğin ilk dönemlerinde birçok gelin, kaynanasına gitme
gelme konusunda kocasıyla sürekli inatlaşır, sorun yapar. Kendisi gitmek
istemediği gibi kocasının da gitmemesi için elinden geleni yapar. 

“Şimdiden çok gidersek hep öyle alışırlar, öyle isterler”
korkusu oluşur. Uzak durmaya az görüşmeye çalıştıkça kaynana “oğlum elden
gidiyor” korkusuyla daha fazla oğlunun üzerine düşmeye ve her şeye müdahale
etmeye başlar. Gelin mesafeli durmaya çalıştıkça kaynana daha fazla tutucu
olmaya ve gelinin kusurlarıyla uğraşmaya başlar. Bu durum sorunlara kapı
aralar. Onun için sık sık gidip gelinmeli ve sorunlara açık kapı
bırakılmamalıdır. 

Tabi beraber oturanlar için sorunlar çoğu zaman bu boyutlara
gelmez. Kaynana oğlu evden çıkmadığı için onu kaybetme acısını yaşamaz. Gelin
de kendisini “bu evin içinde yaşadığıma göre bana ters gelen her şeye tahammül
etmek zorundayım” düşüncesiyle kendisini birçok noktada frenler. Ortak
paylaşımlar fazla olduğu için insanlar beraber yaşadıklarında biraz daha
birbirlerini anlama fırsatı elde ederler. Tabi gelin o evin yabancısıymış gibi
davranmayı bıraktığında, uyum sağlamaya çalıştığında tüm farklılıklar birliğe
ve beraberliğe dönüşür. 

Kıskanç olan kaynanalar: 

Oğlunu gelininden kıskanan kaynanalar, en çok oğlunun eşine
verdiği değeri kıskanır. “Oğlumu kaybediyorum” korkusuna düşerler. Oğlunun
kendisinden başka bir kadını sevmesine tahammül edemezler. Oğlunun karısını
kendisinden daha fazla sevmesinden endişe ederler. Bu yüzden oğlu ve gelininin
çok iyi anlaşmasından, muhabbet etmesinden rahatsız olurlar. Fakat gelinlerinin
zannettiği gibi ayrılsınlar da istemezler. 

Hâlbuki kaynanayı bu duruma düşüren pek çok etken olabilir.
Genellikle kendisi çok maharetli olduğu halde, çok iyi yemek yaptığı halde, çok
çalışkan olduğu halde kocasından yana ilgi görmeyen, ezilen kadınlar kaynana
olduklarında; oğullarının, gelinlerine olan ilgisini ve verdiği değeri
kıskanırlar. 

Kaynana çok zor koşullarda çocuklarını yetiştirmiştir. Çok
fedakârlık yapmıştır. Ama bir türlü kocasına yaranamamıştır. Ama elin kızı
hiçbir şey bilmediği halde, kocasına yeterince hizmet etmediği halde
kıymetlidir, değerlidir. Bu durum onun içinde bir burukluk oluşturur ve oğlunu
kıskandığını kendisi bile kabul etmez. Kendi davranışlarını ölçüp tartamaz. 

Şeytan her insanla uğraşır. Bu durumu fark eden gelin,
kaynanası normalleşene kadar onunla arasını iyi yapmaya çalışmalıdır. Bir gün
şeytanın aynı vesveseleri kendisine de verebileceğini unutmamalıdır. Onu daha
fazla kıskançlığa götürecek davranışlardan sakınmalıdır. Tevazulu
davranmalıdır. Tevazu kalpteki hastalıkların ilacıdır. Kalpleri yumuşatır ve ön
yargıları tedavi eder. 

Kaynanasının kendisini oğlundan kıskandığını fark eden gelin,
onun yanında kocasıyla çok mutlu pozlara girmemeli ve eşiyle fazla muhabbet
etmemelidir. Çünkü kaynanasının kıskançlık değerlerini harekete geçirdiğinde en
fazla zararı kendisi görecektir. 

Bazı gelinler kaynanasının bu huyunu bildiği halde sırf onun
inadına, kocası onu baş üstünde taşıyormuş gibi davranır. Ona verdiği değeri,
önemi sık sık dille getirir. Bu durum zarardan başka bir şey getirmez.
İnsanların zararlarından korunmak için haset ve kıskançlık duygularını
körüklememek lâzımdır. 

Bir kadın “Kocam bana yıllarca ‘annemlere gidince seninle
mesafeli olalım. Seninle sert ve emir verir gibi konuşsam da sen bir tepki
verme’ diye yalvardı. Fakat ben gurur meselesi yaptım ve kesinlikle kabul
etmedim. Onların yanında kocamın bana karşı yoğun bir muhabbetinin olduğu her
fırsata dile getirdim. Ama şimdi anlıyorum ki bu davranışımın bana çok zararı
olmuş” diye bahsetmişti. 

Bazı gençler evlenene kadar annelerine saygısız ve lakayt
davranıyor, annesinin yemeğini beğenmiyor. Fakat evlenince karısına gösterdiği
anlayış ve onun her pişirdiği yemeği yemesi annesinin kıskanmasına kapı
açabiliyor. Kaynana her ne kadar “Aman karısıyla iyi olsun, yeter” dese de
içten içe kıskanabiliyor ve gelinin yanlışlarını oğluyla paylaşıp onun karısına
karşı ilgisini azaltmaya çalışabiliyor. 

Gelini kabullenemeyen kaynanalar: 

Oğlunun onun seçtiği kızla evlenmeyip; kendi istediği ile
evlendiği kaynanalardır. Kaynana akrabadan ya da komşudan bir kızı gelin adayı
olarak beğenmiştir. Fakat oğlu onu dinlememiş ve başka bir kızla evlenmiştir. Kaynana
yeni gelin adayını bir türlü kabullenmez. Kızın kendisi ve ailesi hakkında
devamlı kusur bulur, gündem yapar. Nişan, düğün aşamalarında sürekli sorun
çıkar. Gelinin her hareketi eleştiri konusu olur. 

Bu tip kaynanalarla zıtlaşmak, inatlaşmak geline bir şey
kazandırmaz. Tam aksi gelin kendisine karşı yapılan her harekete yanlış
tepkiler gösterdikçe; kaynana, oğluna “gördün mü bak benim dediğim kızı
almadın, bu da nasıl çıktı” tavırları sergiler. 

Her insanın bir zayıf noktası vardır. Gelin, kaynananın zayıf
noktasını bulup oradan yaklaşmalıdır. Kaynananın evinin bir ihtiyacını almak,
hediye almak onun gönlünü yumuşatabilir. Hoşlandığı şeyler tespit edilip ona
göre davranabilir. 

Gelinlerine karşı mesafeli kaynanalar: 

Böyle kaynanalar kaynana olma konusunda ağır takılırlar.
Oğullarına, gelinlerine hiçbir şekilde müdahale etmezler. Onları evlendirerek
bütün görevlerini yapmış gibi dururlar. Gelinlerinin, oğullarının sık sık gelip
gitmesini isteler ve yollarını gözleseler de bunu dile getirmezler. Müdahaleci
bir kaynana görüntüsü vermekten çekindikleri için bu konuda kendilerini fazlaca
kasarlar. Onları kendi hallerine bırakmamak, irtibatı kesmemek gerekir. Her
kaynana, oğlunun ve gelinin devamlı kendisine gelip gitmesini ve ev işlerine el
atmasını bekler. 

“Başkaları ne der” düşüncesi hâkim olan kaynanalar: 

Bu kayınvalideler için en önemli şey “el ne der”
düşüncesidir. Bütün gayretleri ele güne karşı kusursuz bir görüntü vermektir.
Eve misafir geldiğinde gelinin hep hizmet halinde görünmesini isterler. Sürekli
başkalarına karşı açık vermeme kaygısındadırlar. Gelinlerinin kendilerine
hizmet etmesinden her kaynana gibi onlar da mutlu olurlar ve bununla gurur
duyarlar. Sürekli başkalarına karşı gelinini iyi yöneten, ona göz açtırmayan
bir kaynana olarak görünmeyi isterler. Onlar için özellikle akrabalarının
kendileri hakkındaki izlenimi çok önemlidir. Anlayışlı olmak ve kaynananın
taleplerine açık olmak gereklidir. 

Hep takdir edilmeyi, beğenilmeyi isterler. Onları takdir
etmek çok mutlu eder. İşini bilen gelin devamlı kaynanasını takdir ederek
gönlünü fetheder. 

Feminist kaynanalar: 

Onlara göre erkek milletinin hepsi aynıdır. Onların gözünü
açtırmamak lazımdır. Oğulları da olsa gereken tedbiri almak gereklidir.
Gelinlerine “Kocanızın ipini elinize alın” derler. Oğullarına karşı gelinlerini
şişirirler. Onlara uymak doğru değildir. 

Gelininden çekinen kaynanalar: 

Yeni nesil kaynanaların birçoğu fena halde gelinlerinden
korkuyor. “Oğlan zaten bizim oğlan aman gelinle arayı bozmayalım” diye her daim
gelinle iyi geçinme çalışıyorlar. Gelinlerin her türlü saygısızlığını görmezden
gelip; haklı mazeretler bulmaya çalışıyorlar. Oğlu ve gelini arasındaki
tatsızlıklarda da feminist kayınvalideler gibi hep gelinden yana olmaya
çalışıyorlar.
Böyle kaynanalar gelinlerini yüzden gözden çıkartıyorlar.
Arada saygı diye bir şey kalmıyor. Gelin akıllıca davranıp geleceğine yatırım
yapmalı ve kaynanasına saygıyı elden bırakmamalı, onun da beklentilerinin
olabileceğini hesaba katmalıdır. 

Ahlakı herkes tarafından kötü olarak bilenen kaynanalar: 

Çevrelerine karşıda huysuz ve geçimsizdirler. Akrabalarına,
eşlerine ve kendi evlatlarına da kötü davranırlar. Yapılan iyiliklere bile bir
kulp takarlar. Arıza çıkaracak şeyleri mutlaka bulurlar. Bu tiplere kızmak ve
sinirlenmek, yaptıklarında mantık aramak insanın ruh sağlığını bozar. Onun için
sadece dua etmek ve davranışlarından dolayı küsmemek lazımdır. 

Kaynanaya hizmet etmek, yanlışlarına katlanmak, her ne olursa
olsun alâkayı kesmemek ahirete yatırım yapmaktır. Hele kaynana zor bir insan
ise bunları yapmanın ecri çok daha fazladır. İslam gibi bir davası olan
kadının, kaynanasına kin yapması, yaptığı çalışmaya ters bir durumdur. Allah
bile insanı affederken; kulun kulu mahkûm etmesinden daha acı bir durum yoktur.
Hepimizin affedilmeye ihtiyacı vardır. 

Her anne hürmete ve saygıya layıktır. Unutmayalım ki eşimizin
cenneti onun annesinin ayaklarının altındadır. 

Son olarak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Her kaynana bu
anlattığımız özelliklerde değildir. Çok anlayışlı, gelinine hayattan aldığı
dersleri bir bir aktaran, tecrübeleriyle bir öğretmen gibi gelinini yetiştiren
kaynanalar da vardır. Rabbim bizi bu meziyetlerde olanlardan eylesin inşallah. 

Yatırımı şimdiden yapmak dileğiyle Allah’a emanet olunuz. 

  



Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.